Gayrimenkule cansuyu

22/12/2008

Bugünlerde tüm sektörler, merakla hükümetten destek paketi açıklamasını bekliyorlar. Başbakanımız da bir kısım destek uygulamalarını yaptıklarını bir kısmını da açıklayacaklarını ifade etmiştir

Kobi’lere 'Can Suyu' kredi uygulaması başlatılmıştır. Bu uygulamada üretim yapan Kobi’lere destek veriliyor. Hizmet sektöründe çalışan ve KOBİ tanımına uygun binlerce firma istihdama çok önemli katkıda bulunmaktadır. Özellikleri itibariyle istihdam yaratmakta, SSK, KDV, stopaj vs. kamu gelirlerine katkıda bulunmakta ve önemli katma değer üretmektedirler. Global finansal krizde hizmet işletmeleri çok zor durumda kalmış her geçen ay personel daraltmasına gitmektedirler. Yeni açıklanacak pakette bu konunun dikkate alınmasını, gerekirse KOBİ tanımının yeniden tanımlanmasının gerekli olduğuna inanıyorum. Gayrimenkul sektörü bu krizde en erken etkilenen sektörlerden biri olmuştur. Özelliği nedeniyle etkilediği iş alanları çok geniştir. Gayrimenkul yatırımlarının önemli maliyet kalemleri arsa, proje, harç, vergiler, sigorta, demir, çimento, diğer malzemeler ve işçilik giderleri olarak sayabiliriz. Bu kalemlerde maliyet düşürülmeli ki satışlar ve kira gelirleri kabul edilebilir noktayı yakalamalıdır. Maliyet kalemlerinden 'arsa' ülkemizdeki en pahalı unsurlardan biridir. Bunu ucuzlatmanın yolu kamu kurumlarına ait atıl durumda, ihtiyaç fazlası gayrimenkullerin geliştirme faaliyetlerinin yapılarak ihaleli satış, kat karşılığı, hasılat paylaşımı, uzun süreli üst hakkı tesisi gibi yöntemlerle özel sektöre açılması gereklidir. İkinci bir yol ise kent merkezlerimizde kalan ve çarpık yapılaşan mahallelerimizde bütünlük arz eden şehir planları ile kentsel dönüşüme hazır hale getirilmesidir. Bu uygulama belediyelerce halen parça parça imar tadilatları ile yapılmaktadır. Belediye meclisleri, plan tadilatları nedeniyle başkaca bir işe bakamamakta, hizmetler tıkanmaktadır. Bu tip uygulamalar, birçok yolsuzluğun da kaynağı olmaktadır. Gayrimenkul alım ve satımları 6 Haziran 2008 tarihinden bu yana gerçek bedel üzerinden yapılmak zorundadır. Tapu satış harçları halen yüzde 3, emlak vergileri ise Büyükşehir alanlarında 2 kat gibi yüksek oranlardan alınmaktadır. Konutlarda uygulanan KDV ise 150 metrekare net büyüklüğe kadar yüzde 1, 150 metrekare neti geçmesi halinde yüzde 18’den alınmaktadır. Tapu alım satım harçları tek bir harç olarak ve yüzde 1 olmalı, Emlak Vergisi oranları gerçek bedel üzerinden en az yüzde 50 oranında azaltılmalıdır. Konutlarda 100 metrekareye kadar olan sosyal meskenler için KDV ve emlak vergisi alınmamalı, 120 metrekareye kadar olanlarda KDV yüzde 3, 150 metrekareye kadar olanlarda yüzde 5, 180 metrekareye kadar olanlarda yüzde 8, 200 metrekareye kadar olanlarda yüzde 10 şeklinde daha büyük ve lüks kavramına göre arttırılmalıdır. Böylece verginin oranı, ödeme gücüne göre, hak ve adalet duygusu incitilmeden tayin edilmiş olacaktır. Dar ve orta gelirliye konut projesi yapımında, proje harçlarından, tapu harçlarından, emlak vergisinden muaf tutulmalıdır. Vergisel teşvikler getirilmelidir. Bu suretle hem az gelirlinin konut sahibi olması, hem de çağdaş olmayan çarpık yapılaşmadan hızla kurtulmayı, deprem gibi doğal afetlere karşı tedbir alınmayı sağlayacaktır. Maliye Bakanlığı’nın bu konularda çalışma yaptığını biliyoruz. Ama atalarımızın dediği gibi, 'vakit nakittir.' Gayrimenkul sektörünün zamana tahammülü yoktur. Acil nakite ihtiyacı vardır. Hükümetin açıklayacağı destek paketi içinde konut kredisi faizlerinin bir kısmının devlet tarafından karşılanacağı basında yer aldı. Bu, sektöre olumlu katkı yapacaktır. Ancak yeterli değildir. Gayrimenkul sektörüne maliyet düşüren destek ve katkılar yapılırsa onlar kabul edilebilir fiyatlardan satış yaparak kendi nakit ihtiyaçlarını karşılayacak beceri ve yetkinliğe sahiptirler. Sürdürülebilir istikrarı yakalayan sektör firmaları, gelişmekte olan diğer ülkelere de yayılarak ülkemize katma değer yaratacaklardır. Bu şekilde çalışacak ve halen çalışmakta olan firmalarımızda uluslararası arenada gururumuz olmaya devam edeceklerdir.
Kaynak: Milliyet