Evimizin Değerini Onlar Belirliyor

07/04/2011

Finans kuruluşlarınca verilen konut kredileriyle edinilen mülkün değerini Gayrimenkul Değerleme Uzmanları belirliyor

a66_01Son yıllarda önemi giderek artan ve gelişen mesleklerden biri de Gayrimenkul Değerleme Uzmanlığı. Gayrimenkul Değerleme şöyle tanımlanabilir:

"Gayrimenkul tanımı içine giren tüm taşınmazların belli bir tarihteki tüm hak ve faydalarının değerinin bağımsız ve tarafsız bir şekilde tespit edilmesidir."

Bu mesleki alan, aynı zamanda birbirinden çok farklı olan ekonomi, finans, hukuk ve mühendislik gibi disiplinleri de içinde barındırmakta. Bu nedenle de Gayrimenkul Değerleme Uzmanları, mesleki olarak çok zor bir iş yükünün altına girmekte.

Bilindiği gibi, finans kuruluşlarınca verilen konut kredileriyle kira öder gibi mülk sahibi olmak mümkün. İşte, Gayrimenkul Değerleme Uzmanlarına bu alışverişe konu olan gayrimenkullerin değerinin tespit edilmesinde görev alan kişiler denilebilir.

Gayrimenkul değerleme sektöründe SPK tarafından bu işi yapmaya hak kazanmış lisans sahibi yaklaşık bin 600 Gayrimenkul Değerleme Uzmanı var.

Sektörün istihdam ettiği kişi sayısı 8 bini bulmakta. Lisanslı şirket sayısı ise 85.

Gayrimenkul Değerleme Uzmanlığı giderek gelişen, ama aynı zamanda bilgi, deneyim ve titizlik gerektiren bir meslek.

Görüştüğüm SPK lisanslı Gayrimenkul Değerleme Uzmanları , Değerleme Uzmanları Derneği başkanı Ahmet Pınarbaşı ve Lisanslı Değerleme Şirketleri Birliği Derneği yönetim kurulu üyesi Engin Akkoç 2005 yılından beri mesleğin geliştiği ve hizmetin kalitesinin arttığı konusunda hemfikirler. Ancak, bununla birlikte sorunlar da yok değil. Onlar bu sorunları dile getirirken çözüm önerilerini de sıraladılar.
İşte o sorunlar ve çözüm önerileri:

1- Kimi zaman aynı taşınmaz ile farklı değer tespitleri ortaya çıkmakta. Bu durum güvenilirliği sarsmakla kalmıyor, hukuki problemleri de beraberinde getiriyor. Bu yüzden Uluslararası kriterler ve mevcut hukuki durum dikkate alınarak; bankalar tek ve ortak bir ekspertiz rapor formatı oluşturmalıdır.

2- Sektördeki en büyük işveren yüzde 90 oranında bankalar. Bu "teklik" konut değerleme sürelerinin belirlenmesinde sorunları da beraberinde getirmekte. Çünkü bankalar değerleme yapacak firmalara raporu tamamlayıp getirmesi için genellikle 24-48 saat arası süre vermekte. Oysa uluslararası standartlarda bu süre yaklaşık 72 saat. Yani arada neredeyse iki günlük fark var. Örneğin büyükşehirlerde değerlemesi yapılacak bir konutla ilgili bilgi ve belgelere ulaşmak 24 saat içinde bile mümkün değil. Rapor hazırlanması hiç değil. Bu yüzden verilen sürenin riskleri de azaltmak amacıyla makul düzeye çekilmesi gerekli olmakta.

3- Yukarıdaki sorunla da bağlantılı olarak, özellikle kamu kurumlarında gayrimenkullere ilişkin bilgilere ulaşmak giderek zorlaşmakta. Bazı kurumlar haftada iki gün vermekte, bazıları da her gün ama sınırlı saatler. Bu sürelerin sağlıklı bir değerleme yapmak için yeterli olmadığı açık. Çözüm, kamu kuruluşlarıyla bu konuda mutabakata varmanın yollarını aramaktan geçiyor.

4- Mesleki sorumluluk sigortasının başlaması olumlu bir gelişme ancak poliçe kapsamı ülkemiz koşullarında genişletilmeli.

5- Rapor ücretlerinin 2006 yılından itibaren değişmediği, ücretin maliyetle başa baş gittiği, bu yüzden de kalifiye eleman bulunamaması şikâyete konu olan bir başka konu. Kredilere esas teşkil eden değerleme raporların nitelikli elemanlar tarafından yapılmasının önemi ortada.

Kaynak: Sabah