İmar planları şeffaf olsun, arsa sahipleri kazıklanmasın

25/08/2008

Silivri'deki bir tarlanın imar oyunlarıyla nasıl altın değerinde bir arsaya dönüştürüldüğüne ilişkin haberleri okuyor ya da izliyorsunuz

Bu haberlere göre; 'dişli' bir devlet büyüğü, köylülerden yok pahasına arsa topluyor, sonra konut imarlı olan bu arsayı, İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi'nin onayıyla ticaret imarlı hale çevirttiriyor. Bu plan değişikliğiyle, arsa üzerinde park ve yollara ayrılacak olan yerler yeniden düzenleniyor ve arsa büyük ölçekli yatırıma uygun hale getiriliyor. Sonra bu devlet büyüğü, safralardan arındırılmış olan arsayı büyük bir market grubuna pazarlıyor. Köylünün üç kuruşa sattığı arsa altın gibi değerleniyor. Bu oyunu Türk milleti çok iyi biliyor. Silivri'deki arsa spekülasyonunun binlerce benzeri rant olan her yerde yaşanıyor. Bu tür oyunların önüne geçmenin tek bir yolu var. İmar planlarını şeffaf hale getirmek. Bunun da öncesinde bir 'imar anayasası' oluşturmak ve imar planlarını bu imar anayasasına göre hazırlatmak gerek. Bu ülkenin çok değerli şehir plancıları var. Bir şehrin nasıl planlanması gerektiğini çok iyi biliyorlar. Ama onlara soran kim? Rant peşinde koşan yöneticiler şehir planlamacısına pabuç bırakır mı? İstediklere yere imar vermek, istedikleri yerin imarını rahatça değiştirmek varken şehir planlaması da neymiş? Artık bir şehirde konut, sanayi, işyeri dengesinin nasıl kurulması gerektiği sır değil. Nüfus yoğunluğuna göre ne kadar okul, hastane, park, yol ve metro yapılacağı, şehir planlama öğrencilerine daha birinci sınıfta öğretiliyor. Bu ülkede imar anayasası olmadığı için birinci sınıf tarım arazileri üzerine toplu konutlar, fabrikalar hatta cezaevi yapılıyor. Bu fabrikalar tarımdan toprak çalmakla kalmayıp, atıklarıyla çevredeki tarım arazilerini de kirletiyor. Söz Silivri'den açılmışken aklıma geldi, Silivri'ye Türkiye'nin en büyük hapishanesi yapıldı. Yapıldığı yer birinci sınıf tarım arazisi. Memlekette üzerinde yosun bile yetişmeyen onca kepir arazi varken bu bereketli topraklara kıymak, hangi akla, hangi vicdana sığar? Köprü güzergahı açıklansın Şimdi aynı imar oyunu üçüncü köprü güzergahında oynanıyor. Üçüncü köprüye bağlanacak yeni çevre yolunun güzergahını bilen birkaç uyanık bunun ticaretini yapıyor. Üçüncü köprü yapıldığında bu yolların çevresindeki arazilerin sahipleri üç kuruşa kapattıkları arazilerden milyonları kazanacak. Köprü güzergahını bilmek herkesin hakkı. Hükümetin bir an önce bu güzergahı açıklaması şart. Eşitlikçi, adil, ticari rekabete ve hukuka uygun devlet yönetiminin gereği budur. Ama bazıları çıkıp da, "Ticaret böyle bir şey, biri kazanırken ötekisi kaybeder" diye devam eden bu çirkin oyunu savunabilir. Ama bu imar oyunlarında kaybeden hep sade vatandaş oluyor nedense!
Kaynak: Milliyet