Konut kredilerinde 3 farklı faiz olacak

15/05/2007

Konut kredilerinde mortgage ile birlikte sabit, değişken ile sabit-değişken olarak 3 farklı faiz gelirken, kredi kullananların da hayat sigortası yaptırmasının zorunlu olmadığı açıklandi.

Bakan Coşkun, yaptığı yazılı açıklamada, Konut Finansmanı Sistemine ilişkin kanunlarda çeşitli değişiklikler yapıldığını ve kanunun 6 Mart 2007 tarihinde yürürlüğe girdiğini hatırlatarak, değişikliklere ilişkin bilgi verdi. Coşkun, yapılan değişiklikler içinde, sözleşme öncesi bilgi formunun tüketiciye verilmesini takip eden bir iş günü geçmeden imzalanan sözleşmelerin geçersiz sayılacağının bulunduğunu bildirdi. Bu sürenin, tüketicilere tanınan son kez düşünme ve araştırma süresi olduğunu ifade eden Coşkun, konut kredilerinde bundan böyle 3 farklı faiz sisteminin uygulanacağını kaydetti. Uygulamanın, "Sabit, değişken, sabit ve değişken bir arada" şeklinde olacağını vurgulayan Ali Coşkun, bu üç farklı sistemde de tüketicinin, borcun bir kısmını veya tamamını vadesinden önce ödeyebileceğini ifade etti. "Bu durumda, konut finansmanı kuruluşu gerekli erken ödeme indirimini yapmak zorundadır" diyen Coşkun, şu bilgileri verdi: 'Değişken faizde erken ödeme cezası yok' "Ancak, faiz oranının sabit olarak belirlendiği durumda, tüketicinin erken ödemede bulunmak istemesi halinde konut finansmanı kuruluşu, erken ödenen tutarın gerekli faiz indirimi yapıldıktan sonra kalan kısmının yüzde 2'sini geçmemek üzere erken ödeme ücreti talep etme hakkına sahip olacaktır. Değişken faizin talep edilmesi halinde erken ödeme ücreti ödenmeyecektir. 6 Mart 2007'den önce 4077 Sayılı yasanın 10. maddesine göre konut almak için tüketici kredisi kullanmış olan tüketiciler, eğer ipotekli konut finansmanı sistemine tabi olmak istemezler ise 5 Haziran 2007 tarihine kadar konut kredisi kulanmış oldukları bankaya dilekçeyle başvurabilecekler." Bakanlıktan dilekçe alınabilecek Dilekçe örneğinin Bakanlık internet adresinden temin edilebileceğini hatırlatan Coşkun, tercihini bu yönde kullanan tüketicilerin, yeni kanun hükümlerine değil 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda düzenlenen tüketici kredisi hükümlerine tabi olacaklarını bildirdi. Bağlı kredi kullanılması halinde (bankanın desteklediği, irtibatlı olduğu bir projeden konut alanlar) konutta bir ayıp çıkması halinde, konutu satanla birlikte kredi kullandıran bankanın da 5 yıl süreyle, konutun tamamından müteselsilen sorumlu olacağını belirten Coşkun, tüketicinin kendisinin beğenip satın aldığı bir konutta ayıp çıkması durumunda bankanın sorumluluğunun bulunmadığını bildirdi. 'Sisteme geçmeyenler BSMV ödemeye devam edecek' Sanayi ve Ticaret Bakanı Coşkun, 5 Haziran 2007 tarihine kadar dilekçe verilmesi halinde, söz konusu tüketicilerin Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisini ödemeye devam edeceklerini hatırlatarak, şöyle devam etti: "6 Mart 2007'den önce konut kredisi kullanmış olan tüketicilerden 3 ay içinde dilekçe vermeyip otomatik olarak yeni kanuna (mortgage) tabi olmayı tercih edenler için yasayla getirilen haklardan biri, erken ödemede bulunmak istemeleri halinde, hiçbir şekilde erken ödeme ücreti ödemeyecek olmalarıdır. Yeni kanuna tabi olunması halinde, taksit miktarları içerisindeki faizler üzerinden alınan yüzde 5 oranındaki Banka ve Sigorta Muameleleri vergisinden istisnadır. ' Mortgage'ta hayat sigortası zorunlu değil' Bu arada, Sanayi Bakanlığı Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürü Özcan Pektaş, mortgage (tutsat) kredisi kullanacak olanlara hayat sigortası yapılmasının zorunlu tutulmasının, Tüketiciyi Koruma Kanunu'na aykırılık teşkil edeceği için mümkün olamayacağını bildirdi. Bankaların, uzun vadeli kredi sözkonusu olduğu için ölüm gibi durumlara karşı bu zorunluluk olmadan sistemin aksayacağı eleştirisinin yerinde olmadığını belirten Pektaş, "İpotek var zaten, bankanın alacağı garanti altında. Hayat sigortası zorunluluğu ile 'çifte kavrulmuş' etkisi yaratılmak isteniyor" dedi. Pektaş, ANKA Ajansı'na yaptığı açıklamada, Sanayi Bakanlığı'nın hazırladığı düzenleme doğrultusunda, tutsat uygulamasında tüketici için hayat sigortası zorunlu olmadan sistemin işlemeyeceği yönündeki eleştirileri değerlendirdi. Vatandaşın konut kredisi aldığında zaten konuta ipotek konulduğunu ve bir de hayat sigortası zorunluluğu ile çifte kavrulmuş etkisi yaratılmak istendiğini belirten Pektaş, kredi kullanan kişiye hayat sigortasının Tüketiciyi Koruma Kanunu çerçevesinde zorunlu olmadığını, isteğe bağlı bulunduğunu kaydetti. "Bu mecbur tutulursa Tüketiciye Koruma Kanunu'na aykırılık olur" diyen Pektaş, şöyle konuştu: "Sistem niye yürümesin? İpotek var zaten, konut bankanın elinin atında, yani bankanın alacağı garanti altında. Dolayısıyla kredi çekenin ölmesi gibi durumlara karşı böyle bir garanti zaten var. Mortgage dışında da uzun vadeli krediler verildi bugüne kadar. Kaç vatandaşın böyle bir durumu oldu?" Bankalar, kredi kullananın ölümü gibi durumlarda, kredinin geri dönüşünde sorun çıkacağı için hayat sigortasının zorunlu tutulması gerektiğini savunuyor.
Kaynak: Milliyet