Kredi alacağınız bankanın seçiminde faize değil toplam maliyetlere bakın

15/11/2007

Konut kredisi tercihi yaparken hemen ilk kriter düşük faizi veren bankaya yönelmektir. Oysa düşük faiz her zaman kredi maliyeti en düşük, taksitleri en az olan banka anlamına gelmiyor. Bazen %1.30 gibi görünen faiz, bazıları ilan edilmemiş olan gizli masraflarla beraber %1.47'ye çıkarken, %1.35 gibi görünen faizin gerçek maliyeti ise %1.38 olabiliyor.

Adres Dergisi Kasım ayı sayısı Selma Ada'nın Haberi Bankalarla uygun müşterileri eşleştirmek fikrinden yola çıkarak faaliyet gösteren www.kredipazari.com sitesinin kurucusu Alper Turgut, en düşük faiz uyguladığını iddia eden bankanın aslında en hesaplı banka olmayabileceğini, en hesaplı bankayı belirleyebilmek için gizli masraflar ve kredi koşullarına bakmak gerektiğini söyledi. Turgut, "Birçok banka kullandırdığı her kredide faize ek olarak dosya istihbarat masrafı, ekspertiz ücreti, mortgage erken kapama ücreti, hayat ve konut sigortası gibi ücretler alıyor. Vatandaş da gizli masrafların toplam tutarını hesaplamadığı için zarara giriyor.” dedi. Tüketici aylık % 1.30 ve % 1.35 ile kredi veren iki bankayı karşılaştırıyor. Gizli masrafları hesaba katmadığı için daha karlı çıkacağını düşündüğü düşük faiz ile reklam veren A bankasını seçiyor. Ancak daha maliyetli bir seçim yaptığı ortaya çıkıyor. Çünkü A bankasını seçenler her ay 58 YTL, kredinin toplam süreci boynca da toplam 3,488 YTL fazla ödeme yapmış oluyor. Masraflar Faizi Nasıl Etkiliyor? Bankaların masrafları birbirinden farklı olduğu için tüketiciler bankaların kendisinden bu bilgileri almalı. Fakat masrafların kredi tutarını nasıl etkilediğini basit başka bir hesapla görmek de mümkün. Bunun için her bankanın masraf tutarını aynı kabul ederek bu hesabı yapalım. Dosya masrafı, hizmet bedeli, komisyon, ekspertiz ücreti, ipotek masrafları için 100.000 YTL kredide toplam 3.000 YTL masraf alınıyor olsun. Genelde en fazla tercih edilen 60 ay vade için farklı faiz seçeneklerini hesaplayalım. 100.000 YTL kredide faiz oranı % 1.25 olduğunda, masraflı hali ile yeni faiz oranı % 1.36’ya denk gelir, yıllık maliyeti ise % 16.35’tir. % 1.38 olduğunda ise faizin gerçek hali % 1.49, yıllık maliyeti de % 19.93’tür. Yani sadece masraflardan dolayı gerçek faiz en az 0.10 puan, yıllık maliyet ise 0.40 puan kadar artmaktadır. Karşılaştırmadaki Sorunlar Nasıl Giderilmeli? Eğer bankalar gizli masraf almayıp da saydam fiyat ve pazarlama yöntemini seçmiş olsalardı, reklam yapılan faiz oranıya masraf dahil faiz oranı aynı olurdu. Yukarıdaki örnekte, % 1.30 faiz ile reklam veren ve gizli masraf uygulayan A bankasının MDFO’su (masraflar dahil faiz oranı) 1.47’dir. Bu demektir ki A bankasının sunduğu ürün, hiç masraf almadan % 1.47’den kredi kullandırımına eşdeğerdir. MDFO masrafları da hesaba kattıktan sonra cepten çıkan net miktarı doğru olarak yansıtmaktadır; bu nedenle fiyat saydamlığını öne çıkarmaktadır. Alper Turgut’un üzerinde durduğu ikinci nokta ise kredi koşulları hususu. Örneğin bazı bankalar % 2 olan erken ödeme cezasından vazgeçebilirler. Bu tüketiciye faizlerin düşmesi durumunda önemli bir esneklik tanır. Taksit aksaması durumunda bankanın aldığı tavır da çok önemlidir. Türkiye’de konut kredisi yeni olduğu çin bankaların ne tip politika izleyecekleri bilinmemektedir. Taksitlerin aksatılması halinde tutsat kanunu bankalara geniş yetkiler tanır. Tüketci Kanunu’na göre, bankalar iki kez üst üste taksitini geciktiren bir kişiden borcunu ödemesini isteyebilir. Yeni kanuna göre de taksitlerini iki kez aksatan kişinin üzerine haciz yoluyla da gidilebilecektir. Haciz veya ipoteği nakte çevirme konusunda seçme hakkı da bankalara verilmiştir. Düzenli taksit ödenmeyince, müşteri ile görüşmeye çalışan, krediyi yeniden yapılandırıp ödenmesini sağlamaya çalışan banka seçmek tüketici açısından akıllıca olur. İpoteği nakde çevirmek imkanını hemen kullanıp krediyi tahsil etmeye giden bankayı seçmek doğru olmaz. Hayat sigortası MDFO’yu en fazla etkileyen etmenlerin başında gelir. Tüketicinin vefatı halinde borcun kapanmasını ve bankanın korunmasını sağlayan hayat sigortası, krediye tebi taşınmazın da vefat eden tüketicinin ailesine intikalini sağlar. Türkiye’de ortalama vade 5-8 yıl arasında olup gayet kısa olduğundan, özellikle 50 yaşın altındaki tüketiciler için bu risk fazla bir önem taşımayabilir. Bu tip bir sigorta hayati riski yüksek olan tüketiciler için belki fayda sağlayabilir, ancak bu tip tüketiciler de astronomik sigorta primleri ödemek durumunda kalabilirler. Dünyada Kredibilitesi Yüksek Olan Daha Düşük Faiz Ödüyor Alper Turgut, “uygulanan faizi kişinin kredi riskine göre ayarlamazsanız, bir anlamda riski düşük kesim, riski yüksek olan kesimin mortgage kredisinin bir miktarını ödemiş oluyor” dedi. Örnek olarak iki risk kesimini de ele alalım ve geri ödeme riskleri şöyle olsun: Şu an Türkiye’de riske dayalı faiz uygulaması yapılmadığı için bankalar ortalamaya göre faiz uyguluyorlar. Diyelim ki banka ortalama % 1.5 aylık faiz talep ediyor, Türkiye’de prime ya da sub prime da aynı faizi ödüyor. Kişiye özel faiz uygulaması aslında sub prime kesim için de faydalıdır. Şu anda bankalardan riski yüksek olduğu gerekçesiyle reddedilen birçok kimse daha yüksek faizle bile olsa bu sistemle kredi alabilecek. Sitenin (KrediPazari.com) eşleştirme sisteminin, yalnızca tüketiciye değil, bankaya da zaman kazandırdığını anlatan Turgut, “bankalara sadece bankaların stratejik hedeflerine uygun müşteri gönderiyoruz. Her ne kadar bankalar birbiriyle rekabet etselere de, işin özün indiğinizde her bankanın yoğunlaşmak istediği müşteri kesimi ve almak istediği risk farklı. Örneğin bazı bankalar kamu personeline ve ev kredisine yönelirken bazıları işyeri kredisi ve metropol üç büyük şehri (Ankara, İstanbul, İzmir) stratejik hedef seçmişler. KrediPazari.com bankalara stratejik hedef kitlelerine uygun müşteri yönlendirmesi yapmakta” diye konuştu.
Kaynak: Adres Dergisi