Kredi Kartlarının Yıllık Faiz Oranı Çok Yüksek

11/01/2013

TBMM Dilekçe Alt Komisyonu Başkanı Adalet ve Kalkınma Partisi Afyonkarahisar Milletvekili Halil Ürün, bankaların, hesap işletim ücreti, nakit çekim ücreti, hesap işletimsizlik ücreti gibi çeşitli adlar altında aldığı ücretler bulunduğunu belirterek, bu konuda tüketicinin bilinçlenmesinin önemli olduğunu söyledi.

TBMM Dilekçe Alt Komisyonu Başkanı Adalet ve Kalkınma Partisi Afyonkarahisar Milletvekili Halil Ürün, bankaların, hesap işletim ücreti, nakit çekim ücreti, hesap işletimsizlik ücreti gibi çeşitli adlar altında aldığı ücretler bulunduğunu belirterek, bu konuda tüketicinin bilinçlenmesinin önemli olduğunu söyledi.

TBMM Dilekçe Alt Komisyonu Başkanı Adalet ve Kalkınma Partisi Afyonkarahisar Milletvekili Halil Ürün, kredi kartları ve banka kesintileri ile ilgili vatandaşlardan aldıkları şikayetlerin çok fazla olduğunu bildirdi. Ürün, elektronik ortamda ve yazılı olarak gelen ve yasal bir düzenleme yapılarak bunun engellenmesi yönünde taleplerin yer aldığı şikayetler üzerine, konunun incelenmesi için TBMM Dilekçe Komisyonu bünyesinde bir alt komisyon oluşturduklarını ifade etti.

Bankaların, hesap işletim ücreti, nakit çekim ücreti, hesap işletimsizlik ücreti gibi çeşitli adlar altında aldığı ücretler bulunduğunu kaydeden Ürün, şunları söyledi:

“Ayrıca sigorta ücretleri var ki; emeklilerden ‘işsizlik sigortası’ yaparak para alıyorlar. Komisyonumuz bu konularla ilgili, BDDK ve Tüketicinin Korunması Genel Müdürlüğü’nden yetkililerinin de katıldığı 2 toplantı yaptı. Şikayetçi tarafları ve konunun uzmanlarını dinliyoruz. TBMM Dilekçe Komisyonu Genel Kurulu’na sunulacak olan bir alt komisyon raporu hazırlayacağız. Bu rapor Dilekçe Komisyonu Genel Kurulu’nda görüşülecek ve gerek görülürse TBMM Genel Kurulu’na inecek. TBMM Dilekçe Alt Komisyonu olarak amacımız bankaların kredi kartı, nakit çekim ücreti, sigorta vb. gibi kesintileri konusunda farkındalık oluşturmaktır.”

Çalışmaların TBMM iç tüzüğü doğrultusunda sürdürüldüğünü aktaran Ürün, komisyonun çalışmalarının kamuoyunu bilgilendirme ve farkındalık oluşturmada önemli bir etkisinin bulunduğunu kaydetti. Kredi kartı kullanım ücreti’ne itirazlar, kamuoyunda oluşan farkındalık ve talepler doğrultusunda bankaların bir bölümünün bu ücreti kaldırdığına değinen Ürün, ‘yıllık kullanım ücreti alınmayan kredi kartı’ uygulamasının yaygınlaştığını bildirdi. Zaman içinde bu ücretin biteceğine inandığını kaydeden Ürün, vatandaşın bu konuda kanuni bir düzenleme istediğini, konuyla ilgili Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü’nün taslak hazırladığını ve tarafların taslak üzerinde çalıştığını kaydetti.

“Türk milleti çok aziz bir millet. Türkiye’de bankacılık ya da başka bir alanda iş yapan pek çok kurumu bu millet dünyada çok önemli noktalara getiriyor’’ diyen Ürün, dünyanın en sayılı GSM operatörlerinin ve dünyanın en güçlü bankalarının Türkiye’de bulunduğunu ve bunun bir iftihar kaynağı olduğunu söyledi. Ürün konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Türkiye’de tüketici bilincinin artırılması gerekiyor. Tüketicilik bilincinin artması ise toplumdaki eğitim seviyesinin yükselmesiyle doğru orantılı. Komisyonumuz şikayette bulunan herkesin taleplerini göz önüne aldığı gibi, bankaları, onları düzenleyen kurumun yetkililerini ve Merkez Bankası yetkililerini de dinliyor. Tüm bu çalışmalarda amacımız resmi tam çeken, konuyu tam anlamıyla ihata eden (kapsayan) bir rapor ortaya çıkarmak. Bu rapor sonucunda sağlıklı bir karar verebileceğiz. Şunu altını çizerek söylüyorum; ne tüketicileri bankalara kurban etmeliyiz, ne de bankalar tüketicilerden haksız yere para alabilmeli.”

Bankaların uyguladığı nakit çekim ücretleri konusunda da TBMM Dilekçe Komisyonu’na çok sayıda şikayet geldiğini ifade eden Ürün, “Bankalar bin 500 TL tutarındaki nakit çekim için de, 30 TL tutarındaki nakit çekim için de 1 TL ücret alıyor. Bu bir yazılım meselesi ki bunlar limitlendirilebilir. Bütün bunların hepsini yasa ya da yönetmelikle düzenleyecek değiliz. Serbest piyasa şartlarında tüketici bunları yönlendirerek talep ettiği hizmetleri alabilmeli. Bir banka verdiği fiş için eğer 1 TL alıyorsa tüketici buna ‘hayır’ diyebilmeli, bu bilince varmalı” ifadelerini kullandı.

Bankaların kredi kartları ile ilgili pek çok kalemde gelir elde ettiğini kaydeden Ürün, kendilerine iletilen şikayetlerin temelinde, küçük tüketicinin aleyhine işleyen, bankalarla aralarındaki dengesiz alışverişler olduğunu dile getirerek konuşmasını şöyle sürdürdü: “Diyelim ki 30 bin TL kredi çekecek bir tüketici, diğer yanda da 300-400 milyon TL kredi çekecek bir kurumsal firma düşünün. Büyük tutarda kredi çekecek olan firmalar bankalarla pazarlık ederek haklarını koruyorlar, 5-10 ya da 20 bin TL kredi çekenler ise sıkıntı yaşıyor. Ankara’daki bir bankanın şubesinden aynı bankanın başka bir şubesine para göndermek isteyen 30 TL havale ücreti ödüyor. Tüketicinin bilinçlenmesiyle bu hizmetler çeşitli kurum ve kuruluşlara ücretsiz olarak verilmeye başlandı. Bu da rekabetin doğal sonucudur. Fakat bankacılık sektöründe çalışan arkadaşlarımız o kadar zekiler ki, her gün başka bir şey üretiyorlar. Buna karşılık vatandaşlarımız da bilinçli olarak ne aldığını ne sattığını neye karşı aldığını bilmesi lazım. Biz burada küçük tüketicinin hakkını aramaya çalışıyoruz. Taslak yasa hiçbir nam adı altında kartlar için bir ücret alınamaz diye bir hüküm getiriyoruz.”

Aylık faiz oranı yüzde 2,5 olan kredi kartlarının yıllık faizlerinin yüzde 30’a denk geldiğini, hükümetin faiz oranlarını ise yüzde 6’lara gerilediğini hatırlatan Ürün, bankaların tüketici hakem heyetlerine başvuran ya da tüketici mahkemelerinden karar alan kişilerin paralarını geri ödediğine dikkati çekti.

Vatandaşın bankaların kendisinden ne aldığını, ne kadar kesinti uyguladığını takip etmediğini dile getiren Ürün şunları kaydetti:

”Kredi kartı faiz oranları ile ilgili komisyon toplantımıza Merkez Bankası’nın ilgili daire başkan yardımcısı katıldı. Bu faiz oranlarının alt sınırını bütün bankalar için Merkez Bankası belirliyor. Bankalar şu anda bu alt sınıra bile itiraz ediyor. Kredi kartı bir vasıtadır. Kredi kartının sıfır faizli olan aralığı alışveriş yaptığınız gün ile kredi kartı borcunun son ödeme günüdür. Ama eğer siz bu vasıtayı sınırları dışında kullanırsanız, yüksek bir bedel ödeyeceğinizi de bilmelisiniz.’’

Bankaların kredi kartı borcunun tamamını ödemeyen müşteriyi tercih ettiğini ifade eden Ürün, “Bankalar hattı zatında bize kredi kartını gününde ödeyen değil gecikerek ödeyen müşteri daha karlı diyorlar. Eğer bir müşteri kredi kartı borcunu hiç geciktirmeden öderse o banka bundan zarar ediyor” diye konuştu. Ürün, şöyle devam etti:

“Onun için bankalar diyor ki; ben her tarafta pos makinesi bulunduruyorum, kredi kartına karşılık para bulunduruyorum, kredi kartı sistemini 24 saat açık tutuyorum ve bunun bir bedeli var. Bunun için haberleşmeye, yazılımlara ve cihazlara para ödüyorum, komisyonlar ödüyorum diyorlar. Dolayısıyla eğer bir kredi kartı kullanıcısı bana hiç para kazandırmıyorsa, hiç değilse senede şu kadar para versin diyorlar. Yani o 30-40 TL elimizde olan kredi kartının değil bütün bu hizmetlerin sunulmasının bedeli olarak izah ediliyor. Bu konuda Bakanlar Kurulu’na yetki verilmiş, Bakanlar Kurulu da Merkez Bankası’na yetki vermiş. Merkez Bankası da bu konuda serbest bırakmış ve hala da bu konuda direniyor. Bunu gündemde olan Tüketiciler Kanunu’na koymak istiyoruz. Yine küçük tüketicilerin kullandığı 5-10 bin TL gibi kredilerden dosya parası, istihbarat parası, kaza sigortası, işsizlik sigortası gibi isimler adı altında para alınmamasını istiyoruz. Benim umudum bu tasarının yasalaşmasıdır. Bankalar faaliyet dışı karları ile bütün giderlerini karşılayabilmektedirler ve üstüne de para kalıyor. Bu bütün dünyada böyle.”

Kaynak: Haber 3