Kredilerde Yavaşlama Sürerse Cari Açık Hızlı Düşer

26/11/2011

Başçı: Kredilerde yavaşlama sürerse cari açık hızlı düşer MB Başkanı Başçı, "Kredilerdeki yavaşlama % 10 civarında devam ederse, cari açık beklenenden hızlı düşer" dedi

a1_03Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, ''Memnuniyetle belirtmek isterim ki aşırı hızlı kredi genişlemesi sorununa yönelik olarak aldığımız tedbirler amacına ulaşmıştır. yıllıklandırılmış kredi büyüme eğilimi, geçen yıl sonunda bulunduğu yüzde 50'nin üzerindeki seviyelerden bugün itibariyle yüzde 10'a yakın seviyelere inmiş bulunmaktadır. Mevcut küresel konjonktürde ülkemizi dış şoklara karşı koruyacak en önemli ve önümüzdeki dönemde de sürdürülmesi gereken gelişme budur'' dedi.

Başçı, Merkez Bankası'nın düzenlediği ''Finansal İstikrarın, Enflasyon Hedeflemesine Dahil Edilmesi'' konferansında yaptığı konuşmada, gelişmekte olduğu ülkelerin pek çoğunda olduğu gibi Türkiye'de de kısa vadeli sermaye akımlarındaki oynaklığın makro finansal riskleri nasıl artırabildiğine hep beraber şahit olduklarını ifade etti.

Başçı, konuşmasını şöyle sürdü

''Örneğin 2010 yılının son çeyreğinden itibaren bol ve düşük maliyetli yurt dışı finansmanın etkisiyle ortaya çıkan aşırı hızlı kredi genişlemesi bu risklere bir örnek olarak ele alınabilir. Türkiye'de söz konusu riskleri sınırlamak amacıyla politika faizine ilave olarak 2 araç daha kullanmaya başladık. Bu araçlar faiz koridoru ve zorunlu karşılıklardır. Memnuniyetle belirtmek isterim ki aşırı hızlı kredi genişlemesi sorununa yönelik olarak aldığımız tedbirler amacına ulaşmıştır. Yıllıklandırılmış kredi büyüme eğilimi, geçen yıl sonunda bulunduğu yüzde 50'nin üzerindeki seviyelerden, bugün itibariyle yüzde 10'a yakın seviyelere inmiş bulunmaktadır. Mevcut küresel konjonktürde ülkemizi dış şoklara karşı koruyacak en önemli ve önümüzdeki dönemde de sürdürülmesi gereken gelişme budur.''

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, hem enflasyona hem de dış dengeye ilişkin risklerin geçici kalabilmesinin kredilerin ulaştığı makul seviyelerde büyümeye devam etmesi sayesinde mümkün olacağını bildirdi.

Başçı, Merkez Bankası'nın düzenlediği ''Finansal İstikrarın, Enflasyon Hedeflemesine Dahil Edilmesi'' konferansında yaptığı konuşmada, konferansın temel amacının; yakın zamanda merkez bankalarının finansal istikrara verdiği önem ile bunun para politikalarına yansımalarını değerlendirmek olduğunu ifade ederek, ülke deneyimlerinden çıkardıkları en önemli dersin; merkez bankalarının para politikasını oluştururken finansal istikrarı göz ardı etmesinin iktisadi ve sosyal açıdan büyük maliyetlere yol açtığı gerçeği olduğunu vurguladı.

Başçı, G-20, IMF ve BIS gibi uluslararası platformlarda da güçlü destek bulan bu tespitin, para politikası uygulamasına yönelik birçok yeni soruyu ortaya çıkardığı gibi, aynı zamanda akademik yazın açısından da yeni bir araştırma gündemini beraberinde getirdiğini söyledi.

Konferansta yer alan oturumların birbiriyle ilişkili iki ana tema etrafında düzenlendiğini, birinci temanın, bankacılık sistemi ve finansal piyasalarla parasal aktarım mekanizmasının arasındaki ilişkinin daha iyi anlaşılmasına katkıda bulunacak çalışmalara odaklandığını bildiren Başçı, zorunlu karşılıklar, sermaye yeterlilik oranları, kredi/değer oranları, likidite düzenlemeleri ve vergiler gibi makro-ihtiyati politika araçlarının aktarım kanallarının birinci temanın başlıca unsurları olarak öne çıktığını kaydetti.

Başçı, ikinci ana temanın ise finansal istikrarın para politikasına nasıl dahil edileceğini irdelediğini, bu konudaki pratik uygulamaları özellikle konferansın ikinci günündeki panelde gelişmekte olan ülkelerin merkez bankası başkan ve başkan yardımcıları tarafından sunulacak olan ülke deneyimleri sayesinde daha yakından öğrenme fırsatı bulacaklarını anlattı.

Küresel finans krizi sonrasında ortaya çıkan dinamiklerin, merkez bankaları açısından finansal istikrar konusunda artan sorumlulukları da beraberinde getirdiğini belirten Başçı, Türkiye'de 2001 yılında yeniden düzenlenen Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu ile Merkez Bankası'nın, fiyat istikrarı temel amacına ilave olarak finansal sistemde istikrarı sağlayıcı tedbirleri almakla görevlendirildiğini hatırlattı.

Geleneksel Olmayan Para Politikası Uygulamaları

Erdem Başçı, ''Benzer şekilde bugünlerde dünya örneklerine baktığımızda finansal istikrarın merkez bankalarının görev alanlarına eklenmekte olduğuna şahit oluyoruz. Bunun başlıca örnekleri olarak AB tarafından kurulan ve sekretaryası Avrupa Merkez Bankası tarafından yürütülen Avrupa Sistemik Risk Kurulu'nu, İngiltere Merkez Bankası'nda oluşturulan Finansal Politika Komitesi'ni ve ABD Merkez Bankası bünyesinde kurulan Finansal İstikrar Politika ve Araştırma Ofisi'ni verebiliriz. Ayrıca, enflasyon hedeflemesi uygulayan Brezilya, Çek Cumhuriyeti, Güney Afrika, Sırbistan gibi diğer ülkelerde de merkez bankaları finansal istikrara katkıda bulunmakla görevlendirilmiş bulunuyor'' diye konuştu.

2008-2009 yıllarında yaşanan küresel finans krizi sonrasında gelişmiş ülkelerin merkez bankalarının krizi kontrol altına alabilmek amacıyla ''geleneksel olmayan'' para politikası uygulamalarına yöneldiğini ifade eden Başçı, başta ABD, İngiltere ve AB olmak üzere gelişmiş ülkelerdeki birçok merkez bankasının menkul kıymet satın almak suretiyle likiditeyi artırarak bilançolarını önemli ölçüde büyütme yoluna gittiğini gözlediklerini söyledi. Başçı, gelişmiş ülkelerdeki miktarsal genişleme politikalarının gelişmekte olan ülkeler üzerinde önemli yansımaları olduğunu ifade etti.

Başçı, konuşmasını, ''Hem enflasyona hem de dış dengeye ilişkin risklerin geçici kalabilmesi, kredilerin ulaştığı makul seviyelerde büyümeye devam etmesi sayesinde mümkün olacaktır'' şeklinde tamamladı.
Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, kredi büyümesinde son 10 günlük ortalamalara bakıldığında yüzde 10'luk bile seyrin altına düştüğünün görüldüğüne dikkati çekerek, ''Bizim arzu ettiğimiz gibi kredilerdeki yavaşlama 10 civarında dalgalanmaya devam ederse, hem yıl sonu hedeflerine çok rahat ulaşacağız, hem de bundan sonraki 2012 yılıyla ilgili riskler açısından çok rahat olacağız'' dedi.

Başçı, ''Finansal İstikrarın, Enflasyon Hedeflemesine Dahil Edilmesi'' konulu konferans sırasında, gazetecilerin Merkez Bankası'nın ''bankaların likidite yönetimlerini kolaylaştırmak ve toplam fonlama maliyetlerini öngörebilmelerine yardımcı olmak amacıyla bir hafta vadeli repo ihalesi ile sağlamayı planladığı fonlama miktarı hakkında kamuoyunu düzenli olarak bilgilendirmesi''ni içeren duyuruyla ilgili sorularını yanıtladı.

Kredi büyümesinde son 10 günlük ortalamalara bakıldığında, yüzde 10'luk bile seyrin altına düştüğünün görüldüğünü ifade eden Başçı, şöyle konuştu:

''Ama son 20 günlük ortalamalarda henüz değil. Bizim arzu ettiğimiz gibi kredilerdeki yavaşlama 10 civarında dalgalanmaya devam ederse, hem yıl sonu hedeflerine çok rahat ulaşacağız, hem de bundan sonraki 2012 yılıyla ilgili riskler açısından çok rahat olacağız. Çünkü eğer yüzde 10'luk seviyede giderse, cari açıktaki kapanma bizim öngörümüzden bile daha hızlı olabilir. Bundan dolayı ağırlıklı ortalama fonlama maliyetini belirlerken, kredi büyümesine dikkat ediyoruz. Kurul kararında da dikkat ederseniz kredilere atıf daha fazla. Krediler, yurt içi talep, enflasyon beklentileri. Oralarda hızlanma anlamında kötüleşme görürsek, o zaman bir miktar daha sıkı politika izleyebiliriz. Oralarda bilakis tam tersine ciddi bir şekilde eksiye gidiş görürsek, o zaman da tam tersine ağırlıklı ortalama fonlama maliyetini aşağıya çekebiliriz.''

Sinyal Vermek İstersek Artırabiliriz de Çekebiliriz de

Erdem Başçı, kredi büyümesinin çok hızlı şekilde aşağı gelmesi halinde ne şekilde politika izleyecekleri yönündeki soru üzerine, ''Eğer sinyal vermek istersek fonlama maliyetini fiilen de artırabiliriz, alt sınırı da yukarı çekebiliriz'' dedi.

Kredilerdeki büyümenin yüzde 10'larda devam etmesinin cari açığa etkisine ilişkin soruya Başçı, ''Cari açıkta ocak, şubat aylarında çok daha hızlı bir kapanma görebiliriz. Zaten mevduat artış hızı 10'lar seviyesinde olduğu için, o, bankaların en azından ekstra ilave dış finansmana ihtiyaç duymayacaklarını kabaca gösteriyor. Çekirdek dışı yükümlülükler dediğiniz taraf, kendisini ayarlamış oluyor'' yanıtını verdi.
Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, 25 Kasım-8 Aralık 2011 zorunlu karşılık tesis dönemindeki herhangi bir günde sağlanacak haftalık vadeli fonlama miktarına ilişkin, ''Sistem, 35 milyar liranın üzerinde talep ediyor. En az 20 milyar lirasını yüzde 5,75'ten bir hafta vadeli fonlayacağız. Geri kalanını gecelik bizden borçlanacaklar. Verdiğimiz mesaj da, 20 milyar liranın altına düşmeyecek. Burada belirsizliği azaltıyoruz'' dedi.

Başçı, ''Finansal İstikrarın, Enflasyon Hedeflemesine Dahil Edilmesi'' konulu konferans sırasında, gazetecilerin Merkez Bankası'nın, ''bankaların likidite yönetimlerini kolaylaştırmak ve toplam fonlama maliyetlerini öngörebilmelerine yardımcı olmak amacıyla bir hafta vadeli repo ihalesi ile sağlamayı planladığı fonlama miktarı hakkında kamuoyunu düzenli olarak bilgilendirmesi''ne ilişkin duyurusuyla ilgili sorularını yanıtladı.

Bu kapsamda, bugünden itibaren önümüzdeki 14 günlük zorunlu karşılık dönemi boyunca 28 milyar lira olan rakamın 20 milyar liranın altına düşmeyeceğini ifade eden Başçı, ''Bu ne demek? '8 puanlık bir sıkılaştırma gelebilir' demek. 'Ama daha fazla sıkılaştırma da gelmeyecek' demek'' şeklinde konuştu.

''Şu kadar fonlama ihalesi açıyoruz'' denildiğinde bir sıkılaştırma söz konusuysa 28 milyar lira olan rakamın aşağı ineceğini, ortalama faizin düşmesine izin verildiği takdirde ise 28 milyar liranın üzerine çıkılacağını belirten Başçı, şöyle devam etti:

''Sistem, 35 milyar liranın üzerinde talep ediyor. En az 20 milyar lirasını yüzde 5,75'ten bir hafta vadeli fonlayacağız. Geri kalanını gecelik bizden borçlanacaklar. Verdiğimiz mesaj da, 20 milyar liranın altına düşmeyecek. Burada belirsizliği azaltıyoruz. 20 milyar liranın altına inilmemesini iki hafta boyunca söylüyoruz. Sonrasında bir sonraki cuma, oradaki 20 milyar lirayı aşağı da yukarı da ayarlayabiliriz.''

Kendilerini Kademeli Şekilde Normalleştirecekler

Erdem Başçı, kredi büyümesine odaklanmak gerektiğine dikkati çekerek, bunun aşağı yukarı önemli riskleri sınırlayacağını düşündüklerini ifade etti.

Repo ihalelerinde 5,75'den alınanın daha sonra bankalararası piyasada 10-11'e satıldığı yönündeki değerlendirme üzerine Başçı, mevcut sistemin likiditenin dağılımını da düzeltecek yönde çalıştığını, Merkez Bankası'ndan aşırı borçlanmış bankalara ya da ikincil piyasaya, bankalararası piyasalara aşırı bağlı bankalara da kendilerini zaman içinde ayarlaması için teşvik sağladığını söyledi.

Sistemin likidite dağılımını daha dengeli hale getirmek yönünde teşvik verdiğini kaydeden Başçı, ikincil piyasaya biraz daha fazla bağlı kalmış bankaların kendilerini kademeli şekilde normalleştireceklerini belirtti.

Stres Olsa Bu Faizlere Yansır

Piyasada yeterince dolar likiditesi olmadığı konusunda eleştiriler bulunduğunun hatırlatılması üzerine Başçı, şunları kaydetti:

''Pazartesi sabahleyin Finansal İstikrar Raporu yayınlayacağız. Orada biraz ona da değinme olacak. Bankalar, şu anda dolar konusunda çok sıkıntılı değiller. Çünkü bize TL zorunlu karşılığı dolar yatırıyorlar. Orada yüzde 40'lık opsiyonun 33 kadarını zaten bankalar kullanmış. Demek ki onu rahatlıkla yapıyorlar. Maliyet avantajından yararlanmak için yapıyorlar. Eğer dövizleri olmasa, onu zaten yapamazlar. Dolayısıyla bizim orada sağladığımız imkan aslında swap'a bir alternatif olmuş oluyor. Banka, eğer isterse dövizini bize getirir, TL likiditesi serbest kalır, oradan swap ihtiyacını karşılayabilir. Bu, tamamen bankaların inisiyatifinde olduğu için sisteme büyük bir esneklik veriyor. Biz orada bir sıkıntı vermiyoruz, repo piyasasına baktığımızda orada da sıkıntı vermiyoruz. Repo piyasasında da bankalar birbirlerine son derece düşük faizlerden şu anda borç alıp veriyorlar. Zannedersem en son rakam 2,25'ti... Orada bir stres olsa bunun faizlerine yansır ve bize yatırdıkları döviz miktarlarında biz onu görürüz. O zaman ilave tedbir almak gerekir mi diye düşünürüz.''

Odak Krediler

Bir gazetecinin ''bankacılık sisteminde döviz likiditesi problemi yok diyebilir miyiz'' şeklindeki sorusuna da Başçı, ''Şu an itibariyle bizde yok'' karşılığını verdi.

Bugün dövizle ilgili olarak mesaj vermediğini ve vermeyeceğinin altını çizen Başçı, ''Kredilerle ilgili mesaj, dolaylı yoldan öbür tarafı da etkiliyor. TL'nin nispi performansı, diğer ülkelere göre nispi performansı daha güçlü kalıyor. Çünkü kredilerle ilgili attığımız adımlar, cari açıkla ilgili kaygıları ortadan kaldırıyor. Odak krediler'' şeklinde konuştu.

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) bazı Türk bankalarının Avrupalı bankalarla olan alışverişinde dolar alacaklı kalmamaları yönündeki uyarısına ilişkin soru üzerine, ''BDDK her zaman üzerine düşeni yapıyor'' dedi.

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, 25 Kasım-8 Aralık 2011 zorunlu karşılık tesis dönemindeki herhangi bir günde sağlanacak haftalık vadeli fonlama miktarına ilişkin, ''Sistem, 35 milyar liranın üzerinde talep ediyor. En az 20 milyar lirasını yüzde 5,75'ten bir hafta vadeli fonlayacağız. Geri kalanını gecelik bizden borçlanacaklar. Verdiğimiz mesaj da, 20 milyar liranın altına düşmeyecek. Burada belirsizliği azaltıyoruz'' dedi.

Kaynak: Bloomberght