Mortgage, bedava ev dağıtma değil, bir kredilendirme sistemi

22/02/2007

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, Mortgage insanlara bedava ev dağıtma sistemi olmadığını, bir kredilendirme sistemi olduğunu vurguladı

NTV'nin sorularını yanıtlayan Bakan Şener, mortgage (tutsat) ile ellerinde az miktar para olan ve belli miktar taksit ödeyebilecek durumda olanların ev sahibi olabileceklerini belirtti. Bakan Şener'in verdiği üç örnek ise şöyle: "Bir kişinin konut almak için 50 bin YTL'ye ihtiyacı varsa ve 20 yıl vadeli yüzde 1 faizle Mortgage kredisi alacak ve her ay 550 YTL ödeyecek. 50 bin YTL'ye ihtiyacı var. Yüzde yarıma faiz oranı düşmüşse, 358 YTL taksitle bu konutun sahibi olabilir. 100 bin YTL krediye ihtiyaç varsa faiz oranı yüzde 1.20 ise 20 yıl vadede ayda bin 273 YTL ödeyecek. Düzenli ödeme yapma imkanı olmayan Mortgage kredisinden yararlanamayacak." Mortgage'ın avantajları Vergi teşvikiyle ilgili yasada bazı avantajlar bulunduğunu, ancak bununla birlikte ücretlilerin, ödediği faizleri gelir vergisinden düşmelerine imkan sağlayan uygulamanın düzenlemede yer almadığını hatırlatan Şener sistemin gerekçesini ve getirilerini şöyle sıraladı: "Ne avantajı var? Yok gibi görünüyor. Bankaya gidecek, kredi alacak, herhangi bir konut kredisi gibi kredisini alacak. Örneğin, şu an konut kredisi alanlar faizin yüzde 5'i kadar Banka Sigorta Muameleleri Vergisi (BSMV) ödemeyecekler. Bankalar, konut kredisi olarak vermiş oldukları kaynağı mevduat ve sendikasyon kredilerinden karşılıyorlar. Mevduatın büyük bir kısmı 3 aydan daha kısa vadeli. Vade uyumsuzluğu nedeniyle yüksek faiz uyguluyorlar. Yurt dışından aldıkları sendikasyonda kur riski devreye giriyor. Sınırlı kaynaklarla sistemi sonsuza kadar devam ettirmeleri de mümkün değil. Mortgage çıkmasa bankalar konut kredilerine sınır getirmek zorunda kalacaklardı. Bankalar konut kredisi vermeye devam edecekler. Uzun vadede sistem tamamıyla oturmuş, yerleşmiş olacak. Gelecek kuşaklar için de güçlü kredilendirme mekanizması oluşacak." "Vatandaş, rasyonel hareket etmeyi öğrenmeli" Sistemin temel hareket noktalarından birinin de vatandaşın rasyonel hareket etmeyi öğrenmesi olduğunu kaydeden Bakan Şener, "hesap yapmasını bilmeyenin mortgage kredisi kullanması söz konusu olmayacaktır. Mortgage kredisi alanların hepsi hesabını iyi yapanlar olacaktır." Başvuruda, kredinin hemen verilmeyeceğini vurgulayan Abdüllatif Şener, bankaların tanıtım broşürleri hazırlayacaklarını, kredi risklerinin kitapçıkta yer alacağını, hangi alternatiflerin hangi avantaj ve dezavantajları olduğunun örneklerle yer alacağını anlattı. Bankanın kişiye "önce şu kitapçığı, broşürleri oku, yakınlarınla tartış, sonra müracaat et" diyeceğini belirten Bakan Şener, kredi vermeye kadar zorunlu bir zaman aralığı olacağını ve kendi bütçelerini iyi yaptıktan sonra kişilerin bankaya geleceklerini söyledi. Arzı artıracak mekanizmaları desteklemek amacıyla proje ve inşa halindeki konutların da tutsat (mortgage) kredileriyle destekleneceğini kaydeden Devlet Bakanı Şener, kendi arsası üzerine konut yapacakların da sistemden faydalanabileceğini vurguladı. Tapu harçları ve emlak vergileri Gerçek rayiçlerin devreye girmesi nedeniyle tapu harçlarının 4-5 kat ve emlak vergilerinin artmasından dolayı sistemin hiçbir avantajının olmayacağına dönük eleştirileri de yanıtlayan Bakan Şener, şunları söyledi: "Şu an konut kredisi kullanmakta olan vatandaş, mortgage'ye geçmesi halinde her ay ödediği faizin yüzde 5'i düzeyindeki BSMV ödemeyecektir. Sabit faizli kredide kredinin erken kapatılması halinde ilave borçlarının yüzde 2'si kadar erken ödeme ücreti ödeyeceklerdir. Ancak, mevcut kullanılmakta olan kredilerden mortgage'e geçenler değişim sırasında bu bedeli ödemeyecekler. Hesap açma kapamada ilave ücret olabilir mi? Bunu bankaya gidip bankadan öğrenmeliler.Önemli olan hesabını takip eden bir vatandaş olmak. Krediler bir referans olacaktır, ilgili gayrimenkulun değeri konusunda. Tapu harçlarının yükseleceği gibi bir noktada olabileceğimizi düşünebiliriz. Konut alırken bu hesapların dikkatle gözden geçirilmesi gerektiği kanaatindeyim.
Kaynak: Dünya Gazetesi