Mortgage’ın iki yüzü

06/05/2009

Bu piyasanın içindeyim fakat piyasanın olumsuzluklarını göz ardı etmem, her şeye toz pembe bakmam mümkün değil

Bir önceki yazıma, görüş alışverişinde bulunduğum ve gayrimenkul sektörünün tanınan isimlerinden bazı önemli kişilerden karşıt tepkiler aldım. Eleştiriler, mortgage sisteminin kötü olmadığı ve insanların konut almasını kolaylaştırdığı noktasında birleşiyordu. Asıl önemli olan nokta ise, hepimizin gayrimenkul piyasasının içinde olduğumuz ve bindiğimiz dalı kesmememiz üzerine yoğunlaşıyordu. Evet, tabi ki ben de bu piyasanın bir yerinde duruyorum ve bu piyasa olmazsa burada benim varlığımın da bir anlamı olmayacak! Fakat ne kadar bu piyasasın içinde olsam da bir gazeteci kimliğimle olaylara farklı yaklaşımlarımın da olabileceği ve ayrıca öznel düşüncelerimi de yansıtabileceğimin bilinmesi gerekiyor. Tamam, mortgage sistemi gerçekten de birçok ülkede konut alımını çok kolaylaştırdı. Milyonlarca insan bu sistemle ev sahibi oldu. Ama bu ülkelerde sistem genelde devletin teşvikleriyle ayakta duruyor. Kredi faiz oranları ise çok düşük. Aynı zamanda gelir düzeyleri de oldukça iyi durumda. Biz de ise bırakın devletin sistemi desteklemesini neredeyse daha ağır yükler bile getirdi kredi almak isteyenlerin üzerine… Faizler derseniz, yüzde 1.50’nin altına düşünce seviniyoruz, ‘Çok düşük’ diyoruz. Gelir eşitsizliği almış başını gitmiş, vatandaş ise karnını zor doyuruyor. Şimdi gelin böyle bir ülkede mortgage sistemini uygulayalım. Mortgage’a gelene kadar çok daha önemli konuların çözülmesi gerekiyor ama bunlar da maalesef bizim konumuzun dışına çıkıyor. Neyse konumuza tekrar dönelim ve madalyonun bir diğer yüzüne bakalım. ABD ve İngiltere’de mortgage yıllarca uygulandı. Fakat son ekonomik krizle birlikte yüzbinlerce insan geri ödeyemedikleri mortgage kredileri yüzünden evlerini kaybetti. Birçoğu da kaybetme aşamasında… Şimdi soruyorum: Bu sistem bu kadar iyiydi ve insanlara yardımcı oluyordu da neden sonu intiharlara varan boyutlarda trajedilere neden oldu? Cevap muhtemelen ‘ekonomik kriz’ olacak ama ‘ekonomik kriz’ cevabı bu insanların yıllarca çalışarak kazandıklarını ve bir anda kaybettiklerini bir daha geri getirmiyor. Demek ki bir yerde hata yapıldı! Ekonomik krizden önemli oranda nasibini alan batılı toplumlar nerede hata yaptıklarını ararken, bizimse neredeyse ölü doğmuş mortgage sisteminin bu halinde ısrarcı olmamız yeni trajediler doğurabilir. Bu konuda, bilinçsizce ‘piyasa nasıl büyürse büyüsün’ mantığından kurtulup daha duyarlı bir şekilde trajedilere yol açmayacak çözümler bulmamız gerekiyor. Sonuçta mortgage sistemi çıksın diye haber yapanlar da ve baskı oluşturanlar da bizleriz. Ama bizim istediğimiz, vatandaşların çıkarına olan yasa, bu mortgage yasası değildi. Eğer bizim istediğimiz yasa çıksaydı piyasa o zaman çok daha gerçek bir kimliğe bürünebilirdi. Bundan sonra, her zaman söylediğim gibi yasal düzenlemelerle mortgage sistemin daha uygulanabilir ve daha insani boyuta çekilmesi için çabalamak ve böyle bir kazanım elde etmek sanırım uzun vadede bu piyasadaki herkesin çok daha fazla yararına olacaktır. Bu konuda yapılacak tüm çalışmaları da destekleyeceğimi belirtmek isterim. Bu piyasanın içindeyim fakat piyasanın olumsuzluklarını göz ardı etmem, her şeye toz pembe bakmam mümkün değil. Eğer bulunduğumuz her ortamı tüm koşullarıyla meşrulaştırmaya çalışırsak hırsızlara bile söyleyecek bir sözümüz kalmaz. Çünkü onlar için hırsızlık meşru bir eylemdir. Zaten başımıza ne geldiyse bu ülkedeki hırsızlardan gelmedi mi?
Kaynak: Milliyet