Mortgage krizi küresel piyasaları salladı, ekonomi yavaşladı

01/01/2008

Son dört yıldır büyüme, enflasyon ve ihracat gibi genel ekonomik göstergelerde büyük bir başarı grafiği yakalan Türkiye, 2007'ye de aynı umutla başlamıştı.

Yılın ilk çeyreğinde büyümede, Uzakdoğu'da patlak veren krize rağmen yüzde 6,8 gibi yüksek bir rakam tutturulmuştu. Ancak, 27 Nisan gecesi Genelkurmay Başkanlığı'nın internet sitesinde yayınlanan bildiri piyasaları altüst etti. Açıklamanın ardından Borsa'da üç gün içinde yüzde 9,4 kayıp yaşanırken, hisseleri işlem gören şirketlerin piyasa değeri 20,3 milyar düştü. Aynı sürede dolar 1,32 YTL'den 1,3880 yeni liraya, bono bileşik faizi de yüzde 18'den 19,4'e yükseldi. Genelkurmay'ın açıklamasıyla cumhurbaşkanlığı seçimi açmaza girerken, hükümet erken seçim kararı aldı. Bütün bu gelişmeleri 'siyasi istikrarsızlık' olarak değerlendiren uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, Türkiye'nin görünümünü 'pozitif'ten, 'durağan'a çevirdi. Yaşanan bu olumsuz gelişmeler, hükümetin, kamuoyunun ve sivil toplum kuruluşlarının soğukkanlı tutumu sayesinde ekonomik krize dönüşmedi. Ancak, son yıllarda ekonomide tutturulan başarı grafiğinde düşüş gözlendi. Yüzde 4 olarak hedeflenen enflasyon, Merkez Bankası'nın kararlı politikalarına rağmen yüzde 8'i aştı. Seneye iyi başlayan büyüme rakamları ikinci çeyrekte yüzde 5,3'e, üçüncü çeyrekte ise yüzde 4'e geriledi. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun, "2008 de 2007 gibi kayıp bir yıl olmasın." sözleri yaşananları özetliyordu. İç politikadaki gelişmelerin yanı sıra ağustos ayında ABD'deki mortgage kriziyle başlayan ve başka alanlara sıçrayan küresel dalgalanma da Türkiye ekonomisini daraltan bir diğer amil oldu. ABD'de son 6 yılda önemli ölçüde artarak yaklaşık 1,4 trilyon dolarlık büyüklüğe ulaşan subprime (yüksek riskli) kredilerin geri ödenmemeye başlaması, bu ülkede konut ve finans sektörlerinde krize yol açtı. Dar boğaz buradan önce Avrupa'ya, daha sonra da diğer piyasalara sıçradı. Daralmadan Türkiye de nasibini aldı. Ekonomiyi menfi etkileyen bir diğer olumsuz gelişme de küresel ısınma sonucu yaşanan kuraklık oldu. Uluslararası piyasalara bakıldığında ise dolar, Euro ve İngiliz Sterlini karşısında tarihinin en düşük değerini gördü. Altın ise uluslararası piyasalarda 28 yılın en yüksek değerine ulaştı. Son yıllarda 'istikrarlı' artışını sürdüren petrolün varil fiyatı ise kasım ayında 100 dolar sınırına dayandı. Türkiye'de yaşanan en önemli gelişme ise 22 Temmuz seçimlerinde AK Parti'nin yüzde 47 oy alması oldu. AK Parti yeniden tek başına iktidar olurken, 30 Ağustos tarihinde açıklanan kabinede ekonominin koordinasyonundan sorumlu başbakan yardımcılığına Nazım Ekren getirildi. Dışişleri Bakanlığı'na atanan Ali Babacan'ın yerine Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, Ali Coşkun'un yerine de Zafer Çağlayan getirildi. Hayati Yazıcı devlet bakanı ve başbakan yardımcısı olarak gümrüklerden sorumlu oldu. Enerji Bakanı Hilmi Güler ve Tarım Bakanı Mehdi Eker yeni kabinede yerlerini korudu. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'na bağlı Karayolları Genel Müdürlüğü Ulaştırma Bakanlığı'na, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'na bağlı bulunan Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Çevre ve Orman Bakanlığı'na bağlandı. Ekonomide yaşanan yavaşlamaya rağmen 2007'de en sevindirici haber ihracatçılardan geldi. Geçen yılı 85 milyar dolarla kapatan ihracatçılar, bu sene için konulan 100 milyar dolar hedefine 9. ayda ulaştı. İhracatçılar, düşük döviz kurunun kendilerini zor durumda bıraktığını belirterek, Merkez Bankası'ndan faizleri düşürmesi çağrısında bulundu. Hatta ekimde ihracatçı birlikleri, işadamları, işçi ve işveren federasyonları 'Yeter artık indirin' sloganıyla tüm gazetelere verdikleri ortak ilanda Para Politikası Kurulu'ndan faizleri daha fazla düşürme çağrısı bile yaptı. Ancak Merkez Bankası 14 aylık aranın ardından eylülde 0,25 puan indirim yaptı. Aralık ayında ise gecelik borçlanma faizinde 0,50, borç verme faizinde ise 0,75 puanlık indirime gidildi. Karar sonrasında gecelik borçlanma faizi yüzde 15,75, borç verme faizi ise yüzde 20 düzeyine çekildi. İhracatçılar ise bu kararı yeterli görmezken, açıkladıkları rakamlar ise Türkiye'nin yüzünü güldürdü. Eylül itibarıyla yıllık 100 milyar 184 milyon 442 bin dolarla yıl sonu hedefine ulaşılırken, kasım ayında yeni bir rekora imza atıldı. Kasımda bir yıllık ihracat 111 milyon dolara ulaştı; aylık bazda ise 11,1 milyar dolarla 1987'nin yıllık ihracat rakamını geride bıraktı. Sabah ve atv, yeni sahibini buldu TMSF, el konulan Etibank'ın sahibi Dinç Bilgin ile Merkez Grubu'nun patronu Turgay Ciner arasında imzalanmış olan gizli sözleşmelerin ortaya çıkması sonrasında Bilgin ve Merkez Grubu'nun medyada faaliyet gösteren 73 şirketinin yönetim ve denetimini Nisan 2007'de devraldı. Fonun satışa çıkardığı atv-Sabah Ticari ve İktisadi Bütünlüğü için 5 Aralık'taki ihalede Çalık Grubu'na ait Turkuvaz Grubu 1,1 milyar dolarla en yüksek teklifi verdi. Satışı onaylanan TMSF, ihale sonucunu gerekli izinlerin temini amacıyla Radyo ve Televizyon Üst Kurulu ve Rekabet Kurumu'na gönderdi. Ahmet Çalık'ın aldığı kuruluşlar arasında atv televizyonu, Sabah, Takvim, Günaydın, Yeni Asır ve Pas Fotomaç gazeteleri ile Radyo City ve 11 dergi yer alıyor. Petkim Azerilere gitti Türkiye'nin en önemli petrokimya tesisi Petkim, 2007'de yeni sahibini buldu. Petkim'in sermayesindeki yüzde 51 oranındaki kamu hissesinin blok satışı için 5 Temmuz'da yapılan açık artırma sonucunda ihalede en yüksek teklif 2 milyar 50 milyon dolar ile TransCentralAsia Petrochemical Holding Ortak Girişim Grubu'ndan geldi. İkinci en yüksek teklifi ise 2 milyar 40 milyon dolar ile Socar-Turcas-Injaz Ortak Girişim Grubu verdi. İhale komisyonu, ikinci en yüksek teklifi veren Azeri Socar-Turcas-Injaz Ortak Girişim Grubu'nun teklifini Rekabet Kurulu'na sunma kararı aldı. TransCentralAsia yetkilileri, ihale sonrası sorular üzerine ortaklıkta Kazak hisselerinin ağırlıkta olduğunu belirtirken, detaylı bilgi vermekten kaçındı. Ancak daha sonra medyada, bu grubun Ermeni diasporasınca desteklendiği haberleri yer aldı. En değerli arazi 800 milyon dolara satıldı Karayolları'nın İstanbul Zincirlikuyu'daki 96 bin 505 metrekarelik arazisini Zorlu Grubu aldı. Dubai Veliaht Prensi Şeyh Maktum'un şirketi ile Zorlu Gayrimenkul'ün çekişmesine sahne olan 7 Mart'taki ihale, rekor fiyatla sonuçlandı. Açık artırmanın 8. turunda 800 milyon dolara çıkan Zorlu, Türkiye'nin en değerli arazisinin sahibi oldu. Bölgede turizm tesisleri, rezidans ve iş merkezi inşa edeceklerini anlatan Zorlu, proje için yaklaşık 400 milyon dolar inşaat yatırımı öngördüklerini açıkladı. 800 milyon dolar ödemeyi peşin yapan Zorlu, 30 Mayıs'ta araziyi resmen devraldı. Telekom grevi haberleşmeyi aksattı 2007, son yılların en büyük işçi grevine sahne oldu. Türk Telekom ile Türkiye Haber-İş Sendikası arasındaki toplu iş görüşmelerinden anlaşma sağlanamaması üzerine 23 bin 400 işçi 16 Ekim'de greve gitti. 45 gün süren grev, 1991 yılındaki madenci grevinin ardından son yıllardaki en büyük iş bırakma eylemi oldu. Grev, daha çok Telekom hatlarını hedef alan sabotaj olaylarıyla gündeme yerleşti. Sabotaj olaylarının yaşanması, grevin bitirilmesini güçleştiren en önemli sebep olarak öne çıktı. Taraflar birbirini suçlarken, grev ve sabotajlar birçok sektörde işlerin aksamasına yol açtı. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın devreye girmesiyle taraflar anlaştı ve işçiler 29 Kasım sabahı işbaşı yaptı.
Kaynak: Zaman