Mortgage krizi patladı ’ahmaklar cenneti’ bitti

17/12/2007

Citibank’ın Londra’daki bölge merkezinden Akbank Murahhas Üyeliğine transfer olan Bülent Adanır, mortgage krizi için "ahmaklar cenneti bitti" benzetmesi yaptı.

Adanır, "Krediyi alan, veren ve sistemi deneyen, yani konunun tüm tarafları bir ’ahmaklar cenneti’ yaratmıştı, kriz patladı. o da bitti. Şimdi dünyada bol para yerini normalleşmeye bırakıyor" dedi. AKBANK’ın Citigroup’tan transfer ettiği kredilerden sorumlu yeni Murahhas Üyesi Bülent Adanır, ABD’de yaşanan, sonra dünyanın önemli merkezlerini de saran mortgage krizi için, "Önem verdiğim bir benzetme vardır, ’ahmaklar cenneti’, bu mortgage konusunda da tam bir ’ahmaklar cenneti’ yaşandı. Kriz patlayınca da sözünü ettiğim cennet ortadan kalktı" dedi. Adanır, mortgage kriziyle birlikte dünyada "bol para" döneminin kapandığını söyledi. Adanır, mortgage krizinin en tedirgin edici yanının, reel sektöre sıçraması olduğuna dikkat çekti. HERKESİN SORUMLULUĞU VAR: 26 yıl Citibank’ta çalıştıktan sonra bir ay kadar önce Akbank’ın yönetim kuruluna Murahhas Üye olarak giren Bülent Adanır, ekonomi basınıyla ilk sohbet toplantısında, ABD’de patlayan mortgage krizini ve beklenen gelişmeleri değerlendirdi. Adanır, "ahmakların cenneti" benzetmesi yaptığı mortgage olayında gelinen noktada üç kesimin sorumlu olduğunu savunarak, bunları şöyle sıraladı: Krediyi kullanan: Çok riskli mortgage kredilerini kullananlar, ödeme güçlerinin olmadığını bile bile bu borç yüküne girdiler. Dolayısıyla önemli sorumlulukları var. Krediyi veren bankalar: Bankalar para bolluğu içinde krediyi kullananların ödeme güçlerine hiç özen göstermediler. Hiç peşinatı olmayana, yani konutun yüzde 100’üne kadar kredi verdiler. Denetleyici otorite: Başta ABD olmak üzere mortgage sisteminin yaygın olduğu, bu krediler karşılığında menkul kıymetlerin de kullanıldığı ülkelerde denetleyici otoritenin de büyük sorumluluğu var. Denetleyici otorite, bu riski görebilirdi. DÜNYA BORÇLA BÜYÜDÜ: Bülent Adanır, dünya ekonomisinin büyümesini de borçla finanse ettiğini ifade ederek, şu değerlendirmeyi yaptı: "Bu ortamda borçlar giderek büyüdü. Şimdi önemli olan yaşanan sorunun reel sektöre sıçramaması. Eğer reel sektöre sıçrarsa, o zaman sıkıntı daha da büyür. Bence sorun çözülemeyecek gibi görünmüyor. Zaten başta ABD Merkez Bankası (FED) olmak üzere önde gelen merkez bankaları sorunu çözebilmek için her türlü adımı atıyor. FED’in faizleri düşürmesi, merkez bankalarının aralarında ’ihtiyacı olana kaynak sağlanacak’ yönünde para trafiği oluşturması bundan kaynaklanıyor." GLOBALİZMİN ZARARI: Globalleşmenin iyi ve kötü yanlarının olduğuna işaret eden Adanır, şunları söyledi: "Para bolluğu varken globalleşme iyiydi. Dünyadaki bol parayı herkes gücüne, etkisine göre paylaşıyordu. Şimdi de mortgage krizinin etkilerini hep birlikte paylaşıyoruz. Bu da globalleşmenin kötü yanlarından biri." 10.5 milyar doların vadesi geliyor ama sorun yaşanmaz TÜRK bankacılık sektörünün dış piyasalardan gerçekleştirdiği borçlanmalardan 10.5 milyar dolarlık bölümünün vadesinin 2008 yılında dolacağına işaret eden Akbank Murahhas Üyesi Bülent Adanır, şu değerlendirmeyi yaptı: "2008 bayında dünyadaki para bolluğunun eskisi gibi olmadığını daha iyi anlayacağız. Bunun en önemli işareti libor’un yükselmesi oldu. Yüzde 1-2’ler düzeyinde olan libor, bugün artık yüzde 5’lere çıkmış durumda. Yani, Türk bankaları için de düşük faizli, ucuz döviz kredisi dönemi geride kaldı. Şimdi bu 10.5 milyar dolarlık kredi yenilenirken de bunun etkisi görülecek. Yalnız, 10.5 milyar doların büyük bölümünün vadesi 2008’in ikinci yarısında doluyor. O zamana kadar piyasa yeni dengesini bulmuş olur." Türkiye’yi dünyada para bolluğunun bitmesi etkiler TÜRKİYE’de henüz mortgege sisteminin başlangıç aşamasında olduğuna dikkat çeken Akbank Murahhas Azası Bülent Adanır, şöyle konuştu: "Dünyada yaşanan mortgage krizinin en az etkilediği ülkeler arasında Türkiye var. Türkiye, bu krizle birlikte para bolluğu döneminin gerilerde kalmasından etkileniyor, etkilenecek de. Son birkaç yıldır olduğu gibi Türkiye’ye bol ve ucuz para akışı olmayacak. Çünkü, dünyadaki para akışı normal seyrine dönecek. Bu durumu Türkiye açısından sorun çıkacakmış gibi algılamamak gerekiyor." Türk finans sektörü artık güçlü durumda TÜRK bankacılık ve finans sektörünün 2001 krizinden sonra sağlıklı yapıya kavuştuğunu ifade eden Bülent Adanır, şunları dile getirdi: "Bugün Türk bankacılık sektörü çok sağlıklı görünüyor. Hem sermaye yapısı güçlü, hem de yaptıkları işlerden zarar etmeleri söz konusu değil, kárlılıkları var. Türkiye’deki reel sektör de genelde verimli çalışıyor." Türkiye’de faizlerin yönü düşüşü gösteriyor BÜLENT Adanır, Merkez Bankası’nın son yüzde 0.50’lik faiz indirimini değerlendirirken, şunları söyledi: "Özellikle üçüncü çeyrekte büyümenin yüzde 2’de kalması, Türkiye’de faizlerin yönünün aşağı doğru olduğunu gösteriyor. Dünyada dalgalanma olsa da YTL faizlerinin aşırı yükselme trendine döneceğini sanmıyorum. Ancak, dışardan borçla getirilen dövizin faizi içerde de yükselecektir." Kredi riski matematikle değil hisle de anlaşılır CITIBANK’ta en son Londra’da Ortadoğu, Avrupa ve Afrika Bölgesi sorumlusu olarak kredileri yöneten Bülent Adanır, uzun yıllar kredi işine baktığını belirterek, bu konuda şu değerlendirmeyi yaptı: "Kredi çok hassas bir konu. Kredi riskini her zaman matematik formüllerle anlayamaz, çözemezsiniz. Müşteriyi, sektörünü iyi tanımak zorundasınız. Eğer piyasaya çıkarsanız, müşteriyi yakından tanırsanız, o zaman risk olup olmadığını da rahatlıkla hissedebilirsiniz."
Kaynak: Hürriyet