Mortgage krizi Türkiye'ye sıçrar mı

28/03/2008

İSTANBUL ve Haliç Üniversitelerinde geçtiğimiz dönemlerde, Kadir Has Üniversitesi’nde ise halen gayrimenkul mevzuatı, imar mevzuatı, gayrimenkul değerleme teknikleri gibi dersler veren eski İstanbul Tapu Sicil Müdürü Turgay Gültekin, "Türk halkı konut kredisinde temerrüde (gecikme) düşmemeye çalışıyor. Konu ev alma olunca, aile içi borçlanma gündeme geliyor ve banka borcu ödeniyor" dedi.

Türk insanı kredi borcuna sadık Mortgage sistemi tüm unsurları ile birlikte hayata geçmedi, konut kredisi faizleri de beklendiği hızla düşmüyor. ABD’de başlayan ve Avrupa’da da etkili olmaya başlayan mortgage krizinin derinleşeceği beklentisi ile konut kredisi faizlerinde düşüş durdu; hatta bazı bankalar faiz oranlarını yukarı çekti. Peki, Türkiye’de mortgage krizi; yani alınan kredilerin geri ödenmemesi sorunu büyür mü? Bu konuda Merkez Bankası’nın açıkladığı rakamlara bakılacak olursa, çok fazla endişe edilecek bir durum olmadığı gözleniyor. ABD’deki rakamlara bakıldığında, yaklaşık 10 trilyon dolarlık toplam mortgage büyüklüğü içinde, riskli mortgage kredilerinin toplamının yaklaşık 2 trilyon doları bulabileceği ifade edilmişti. ABD’de, geri ödenmeyen mortgage kredilerinin oranı ise yüzde 2 civarında... Türkiye’de 25 Ocak itibariyle kullanılan konut kredilerinin tutarı sadece 31.4 milyar YTL. Geri ödenmeyen konut kredilerinin oranı ise binde 4-5’ler (yüzde 0.4-0.5) civarında. Tutar olarak ise yaklaşık 130 milyon YTL... Geri ödenmeyen konut kredileri 2007’de büyük hızla artmasına rağmen, toplam tutar düşük kalıyor. Emlak zincirlerinin şirketiçi eğitimlerinde, emlakçı yetiştirme kurslarında ve üniversitelerde derslere giren eski İstanbul Tapu Sicil Müdürü Turgay Gültekin de, "Türk insanı borcuna sadık" ifadesini kullanıyor ve şöyle devam ediyor: Aile sigortası "Taşınmaz konusunda Türk insanı çok duygusal. Özellikle konu ev alma olunca, aile sigortasını da devreye sokup (aile içi borçlanma), her türlü imkansızlığa rağmen borcunu ödüyor. İşte bu nedenle Türk insanı için konut kredilerinde borcunu geri ödememe oranı ABD’ye oranla çok düşük. Bankacıların korkmasına gerek yok. Temmuz-Eylül 2007 döneminde kişi başı ortalama 65 bin YTL konut kredisi kullanılmıştı. Kanuni takipteki krediler artıyor ama kanuni takibe geçilen kredilerin çok azı konut kredisi." İpotekli krediler yüzünden bankalar emlakçı olabilir mi 18 YIL İstanbul Tapu Sicil Müdürlüğü yapan Turgay Gültekin, "Konut Finansman Yasası, bilinen adıyla mortgage ya da tutsat yasası, finans dünyası açısından yeni enstrümanlar yarattı. Özellikle Amerika’da mortgage krizinin de büyümesi ile birlikte ülkemizdeki bankacıların emlakçı olacağı endişesi yaygınlaştı. Ülkemizde kriz çıkaracak kadar mortgage kredisi kullanılmamış olmasına rağmen kırılgan ekonomilerde hasarın daha büyük olacağından hiç kuşku yok" diyor. Gültekin, akıllara takılan "Bankalar emlakçı olur mu?" endişelerine karşılık ise şu bilgileri veriyor: "5411 sayılı Bankacılık Yasasının 57. maddesindeki ’... bankalar ticaret amacıyla gayrimenkul ve emtianın alım ve satımı ile uğraşamaz, ipotekli konut finansmanı kuruluşu ve gayrimenkul yatırım ortaklıkları hariç olmak üzere ana faaliyet konusu gayrimenkul ticareti olan ortaklıklara katılamazlar’ hükmüne rağmen bu inancın oluşmasının nedenleri var: Borçlu en az iki ödemede temerrüde düşerse taşınmaza el konulacağı yönünde yaygın ve yanlış kanaat bu kaygının ana kaynağı. Ödememe durumunda bankaya kalan borcun tamamının ifasını talep etme hakkı tanınıyor. Yasal olarak izinli bile olsalar, elinde bu kadar çok sayıda taşınmazı hangi banka, ne kadar tutabilir? Oysa ister mortgage kredisi, ister başka tür kredi olsun, temerrüt halinde taşınmazın satışı İcra Dairelerince yapılır. Bu satış da herkese açık." Üniversiteli emlakçılar olumsuz imajı silecek EMLAK zincirlerinin şirket içi eğitim çalışmalarında ders veren, üniversitelerin de Emlak Yönetimi bölümlerinde öğretim görevlisi olarak görev yapan Turgay Gültekin, "Emlak Yönetimi Bölümü ilk olarak İstanbul Üniversitesi’nde açılmıştı. Ben de o zaman bölümün açılmasına katkıda bulunan danışma kurulu üyelerinden biriydim. Emlak sektörünün olumsuz imajını silmek, sektöre eğitimli insan yetiştirmek ve ülkemizde AB standartlarında bir emlakçılık gerçekleştirmek için bunlara ihtiyaç vardı" diyor. Emlakçılığın öğretildiği bu öğretim alanının, artık birçok üniversitede olduğunu hatırlatan Gültekin, "Sektörde artık özellikle bu nitelikli elemanlar tercih edilmeye başladı. Bölüm önceleri tesadüfen seçilirken, artık bilinçli öğrenci seçiyor" ifadelerini kullandı.
Kaynak: Hürriyet