SPK: Türkiye’de mortgage 150 milyar doları bulur

04/12/2007

SPK Başkanı Turan Erol, mortgage finansmanında kesinlikle devlet güvencesi olan bir sistem düşünmediklerini belirterek, "Mortgage finansmanı hızla ilerleyecek. 150 milyar dolar seviyesine çıkabilecek" dedi.

SERMAYE Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Turan Erol, Türkiye’de mortgage (tutsat) finansmanın hızla ilerleyeceğini, 150 milyar dolara kadar çıkabileceğini tahmin ettiklerini belirtti. Dünya Bankası kuruluşu IFC ve Dünya Gazetesi işbirliği ile düzenlenen "Konut Finansmanı Konferansı"nda konuşan Erol, dünyada her yıl 5 trilyon doların ev almak için harcandığını söyledi. DEVLET GARANTİSİ YOK: Turan Erol, "Biz hiç bir şekilde devlet garantisinde bir sistem düşünmüyoruz" dedi. Türkiye’de mortgage piyasasında ciddi bir gelişme beklediklerini söyleyen Erol, "İspanya’da mortgage piyasasının boyutu 500 milyar Euro, İspanya’nın GSMH’sinin yüzde 50’sini teşkil ediyor. Güney Kore’de ise 300 milyar dolar. Bu iki ülkenin deyenimlerini yakından izledik. Mortgage finansmanında Türkiye’nin hızla ilerleyeceğini, GSMH’sinin yüzde 35’ini geçeceğini, 150 milyar dolar seviyesine geleceğini tahmin ediyoruz" diye konuştu. RİSKLERİN FARKINDAYIZ: Turan Erol, Türkiye’deki bankaların bugün mortgage kredisi verdiğini, faizlerin düşmesinin mortgage kredisine talebi artıracağını kaydetti. Türkiye’de çok dinamik bir sermaye piyasasının oluştuğunu ve şu anda finansal kriz yaşanmadığını belirten Erol, Türkiye’de subprime (yüksek riskli) türü bir kredinin verilmesinin de mümkün olmadığını ifade etti. Erol, "Yasa koyucular risklerin farkındalar. Gerçek ödeme kapasitesine çok dikkat ediyorlar. Kredi veren ve alanların mali yapılarının çok güçlü olmasına dikkat ediyorlar" dedi. Turan Erol, piyasaya ilk girenlerin rekabet avantajı sağlayacaklarını da vurguladı. GECEKONDULAR YAĞ LEKESİ: Toplu Konut İdarei(TOKİ) Başkanı Erdoğan Bayraktar da, dünyada 1.5 milyar insanın barınmak için yeterli kritere sahip ev bulamadığını, tedbir alınmazsa 20-25 yıl sonra bu sayının 2.5 milyara çıkacağını belirtti. Bayraktar, Türkiye’de şehirlerin etrafını "yağ lekesi" halinde saran gecekonduların, konut ihyitacını ve finansmanını içinden çıkılmaz bir hale getirdiğine işaret etti. Dünyada ipoteğe dayalı konut finansmanında son 1-1.5 yıldır yaşanan krizin bütün ekonomilerde çok ciddi durgunluk yaratırken, Türkiye’nin bu krizden çok fazla etkilenmediğine dikkat çeken Bayraktar, "Türk insanının ayrı bir özelliği var. Barınmayı, evi hem kutsal sayar hem bütün ihtiyaçlarının önünde tutar, ne yapar eder konuta olan borcunu ödemeye çalışır. Bu bakımdan Türkiye’de geliştirilecek finans sistemleri ve konut inşaat sistemleri en atıl en ücra köşelerde bulunan, yastık altında bulunan varlıkları da likide edecektir ve piyasaya çekecektir" dedi. Türkiye’deki 15-16 milyon konutun yarısının zaman içinde mutlaka yenilenmesi gerektiğini söyleyen Bayraktar, depremden hasar gören binaların yenilenmesi bakımından da Türkiye’de konut sunumunun önem taşıdığını, Türkiye’nin artık konut üretimi bakımından dünya ile boy ölçüşebilecek durumda olduğunu belirtti. Kusurlu mal iyi tanımlansın yoksa çok baş ağrısı olur TÜRKİYE Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince, konut kredilerinin, tüketici kredisi tanımı içinde yer almaması gerektiğini, uluslararası uygulamalara uymak için bunun şart olduğunu kaydetti. Ersin Özince, Türkiye’deki konut stoğunun yüzde 38’inin ruhsatsız, sadece yüzde 33’ünün operasyonel veya iskan izni olduğunu, konut binalarının yüzde 60’ının da 20 yaşını geçtiğini kaydederek, "Dolayısıyla finansörler açısından var olan stoğun finanse edilmesi beklenti içinde değildir" dedi. Türkiye’de fon bulma maliyetinin hala yüksek ve çok kısa dönemli bir borçlanma yapısının olduğunu belirten Özince, bunların sistemik bir takım nedenleri bulunduğunu aktardı. Bu nedenlere işaret eden Özince, "Konut kredileri, tüketici kredisi tanımları içinde olmamalı. Uluslararası uygulamalara uymak için bu şart. Ayrıca kusurlu mal ve hizmet konusu ele alınmalı. Bu konu çok net tanımlanmalıdır. Aksi takdirde hali hazırda çok büyük baş ağrısı yaratabilir" şeklinde konuştu. Değişken faiz oranları açısından döviz kuru ve kısa vadeli endekslerin fiyat teşviklerinde kullanılması gerektiğini belirten Özince, ayrıca kentsel dönüşüm projelerinin desteklenmesi gerektiğini ifade etti. Türkiye’nin bu konuda hızlı davranmasının şart olduğunu dile getiren Özince, "En iyi uygulamaları almakta da hızlı olmalıdır ki hali hazırda sabırsız potansiyeli tatmin edebilsin" dedi. Özince, 2007 Eylül sonu itibarıyla Türkiye’de konut kredilerinin GSYİH’ye oranının yüzde 5 düzeyinde olduğunu söyledi. Bankalar Birliği olarak İstanbul’un bir finans merkezi olması yönündeki çalışmalara da değinen Özince, bu konuda önlerinde bir yol haritası bulunduğunu ve İstanbul’un, finansal merkez olarak bölgesel adaylığının ortaya koyan göstergeleri hükümete sunduklarını söyledi. Sezer: Konutta planlama eksik DSP Genel Başkanı Zeki Sezer ise konuta ulaşma hakkının; gıdaya, sağlık hizmetlerine, adalet ve güvenlik hakkına ulaşmak gibi son derece önemli bir konu olduğunu söyledi. Plansız bir şehirleşme yaşandığını, bunun yerine planlı aynı zamanda estetik bir yapılaşma anlayışının ortaya konması gerektiğini belirten Sezer, "Büyük geniş ve kalkınma hamlesine, aynı zamanda planlamaya ihtiyacımız var" dedi.
Kaynak: Hürriyet