Ucuz kredinin püf noktaları

21/01/2007

Türkiye’de yetmişin üzerinde banka var. Tüketiciyi tabiri caizse tavlamak için yüzlerce reklam kampanyası düzenleniyor.

Çok avantajlı kredi aldığını düşünen tüketici, kredi borcunu öderken bir hesaplama yaptığında aslında faiz oranı yüksek diğer bankaların dahi çok üzerinde bir faturayla karşılaştığını öğrenince şoke olabiliyor. Acaba bunca kampanya arasında kafası karışan tüketici için en hesaplısı hangisi? En ucuz kredi bulmanın yolları neler? Bir kredinin diğerlerinden ‘daha ucuz’ olduğuna tam olarak nasıl karar vermeliyiz? İşte bu sorulara cevap aradık. Bankalar kâr edecek ama... Kullanılan herhangi bir tüketici kredisi için yapılan toplam geri ödemede 4 ana değişken var. Bu değişkenler aslında banka teklifleri arasından seçim yaparken kullanılacak önemli kriterler. Kredinin toplam geri ödeme miktarı içindeki değişkenleri anapara, faiz, vergiler ve masraflardan oluşuyor. Anapara, kredi olarak bankadan çekilen para miktarına eşit. Örneğin 5 bin YTL kredi için toplam geri ödenecek tutar içinde 5 bin YTL anapara ödemesi bulunuyor. Faiz ise bankanın, kullandırdığı kaynak karşılığında tüketiciden aldığı kâr oranını ifade ediyor. Faiz ödemesi her ay kalan anapara borcu üzerinden hesaplanıyor. Kullanılan kredi için ödenecek toplam faiz tutarı, her ay ödenen taksitler içindeki faiz tutarlarının toplamına eşit oluyor. Vergiler, krediler içinde tüketicinin hesapta aldandığı en önemli konu aslında. Tüketici kredileri için Türkiye’de alınan 2 tür vergi var: KKDF; Kaynak Kullanım Destekleme Fonu ve BSMV yani Banka Sigorta Muameleleri Vergisi. Bu vergiler faiz oranı üzerinden hesaplanıyor ve tüketici kredileri için KKDF yüzde 15; BSMV yüzde 5 olarak alınıyor. Örneğin kredinin ilk taksitinin 100 YTL faiz ödemesi içermesi, o ay 15 YTL KKDF, 5YTL BSMV’nin devlete ödenmesi anlamına geliyor. Son olaraksa kredide görünmeyen en ciddi kalem masraflar olarak yer alıyor. Kullandırılan kredi karşılığında, banka tarafından tahsil edilen ‘faiz’ dışındaki tüm ücret ve komisyonlar masrafları oluşturuyor. Türkiye’deki bankalar bu masrafları genelde; ‘Dosya ücreti’, ‘Kredi komisyonu’, ‘Kredi tahsis ücreti’ gibi başlıklar altında alıyor. En hesaplı kredi ararken, dosya ve komisyon ücreti en düşük banka en avantajlı banka olarak öne çıkıyor. Sonuçta anapara, faiz, vergiler ve aylık masraflar aylık taksitlerimizin içine farklı oranlarda dağıtılıyor. Sabit masraflar ise kredi kullandırım sırasında başta bir kez alınıyor ve aylık ödemelerimize yansıtılmıyor. Rakamlara aldanmayın! Kredi uygulamalarına baktığımızda bazı bankaların yüzde 0.5 ile 4 arasında değişen oranlarda komisyon aldığı görülüyor. Bunlar diğer komisyon ve ücretlerinden ayrışan dosya ücreti denen ücretler ve onaylanan kredi tutarına göre belirleniyor. Ancak her banka her zaman bu ücretleri dosya ücreti diye adlandırmayabiliyor. Bu nedenle tüketicinin ücret hesabı yaparken, kredi tutarına göre, değişen sigortalar dışında kalan ödemelerinin toplamına bakması gerekiyor. Bazı bankalar, hayat sigortasını ucuzluğu dolayısıyla zorunlu tutmamakta onun yerine ferdi kaza sigortasını kabul etmekteler. Ferdi kaza sigortasında primler daha düşük ancak kapsam daha sınırlı. Emlakçıya ‘özel’ Konut kredisinde bankaların açıkladığı faiz oranları tabela faiz oranı olarak biliniyor. Sakın ha bu faiz oranları bir düşsün de ondan sonra ev alırım deyip talebinizi ertelemeyin. Çünkü bankalar bir tarafta tabela faiz oranlarını yüksek ilan ederken, diğer tarafta iyi iş yapan emlakçılarına özel faiz oranlarıyla çok düşük maliyetli kredi kullandırabiliyorlar. Aktif Emlak Sahibi İsmail Apaydın, “Diyelim ki bir bankanın ilan ettiği tabela faiz kredi oranı 1.85. Ama bizde bu oran 1.58’lere kadar düşebiliyor. Bu tamamen banka ile emlakçı arasındaki bir ilişki. Vatandaşa düşük faiz oranıyla konut kredisi kullandırıyoruz” diye konuştu. > Faiz düşük, masraf çok * Herhangi bir tüketici kredisinin toplam geri ödemesi şu şekilde hesaplanmalı: Toplam Geri Ödeme =Aylık Taksitler x Kredi Vadesi + Sabit masraflar. Yukarıdaki 3 örneğin de faiz oranlarının ve toplam geri ödeme miktarlarının farklı olduğu görülmekte. A bankasının kredisinin aylık faiz oranının, B bankasınınkinden yüksek olmasına rağmen, toplam geri ödeme miktarı daha düşük. Bunun sebebi de A bankasının B bankasına göre daha düşük kredi masrafı alması. Sonuç olarak, bir krediyi kullanmaya karar vermeden önce dikkatlice sorgulamamız gereken değişkenler, kredinin faiz oranı ve kredi kullandırım masrafları olmalıdır. Ayda ne kadar taksit ödenmesi gerektiği tabi ki çok önemlidir, fakat dikkatli bir araştırma sonucunda aynı ürünü 200 YTL daha ucuza alabileceksek neden daha fazla ödeyelim. > Konut kredisi içinde 10 ayrı ücret alınıyor Konut kredisi kullananlardan komisyon, BSMV, dosya, istihbarat, başvuru, ekspertiz, işlem ücretleriyle birlikte; konut, hayat sigortası ve DASK(Zorunlu Deprem Sigortası) alınıyor. Kredi kullanacağınız bankaların söz konusu ücretler için ne miktar talep ettiklerini muhakkak araştırın; çünkü istenilen rakamlar bankaya göre değişiyor. Siz siz olun alacağınız kredinin YMO(Yıllık Maliyet Oranı)nı hesaplayın. Bu sayede dosya ücretini, vergiler dahil ev kredisi alırken karşısına çıkan tüm masrafları yıllık bazda oransal olarak görme şansına sahip olun. Konut kredisi kullanan vefat ettiğinde, vefat nedeni ferdi kaza sigortası kapsamında değilse, banka kredi borcunu kapatmak için evi satışa çıkarmak zorunda. Hayat sigortasında ise 50 bin YTL’lik kredi kullanan birisinin vefat etmesi durumunda, sigorta şirketi borcu kapatıyor. Ayrıca, ödenen ana parayı - diyelim ki 20 bin YTL - yakınlarına veriyor. Onun için hayat sigortası almanızda yarar var. Sigorta primlerinde ise yukarıda sıralanan kesintilerden hayat sigortası, DASK ve konut sigortası, müşterilerden yıllık olarak isteniyor. Mortgage geldiğinde ise SPK ve BDDK’dan yetki alan her kuruluş kredi kullandırabilecek. Bu rekabet ortamının oluşmasıyla birlikte konut piyasasına birçok alternatif ürün gelecek.
Kaynak: Türkiye