6 Milyona Yakın Riskli Yapı Var

11/03/2019

Konut sektöründe 6 milyona yakın riskli yapının bulunduğunu söyleyen İNDER Başkanı Nazmi Durbakayım “Müteahhitlerin kendilerine, mevcut 5-6 milyon riskli yapının oluşmasında katkılarının olup olmadığını sorması lazım’’ dedi.

İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) Yönetim Kurulu Başkanı Nazmi Durbakayım, ‘Ayşe teyzenin’ domates alırken bile çok iyi incelediğini aktararak, “Bir Allah’ın kulu ev alırken sorgulamıyor. Sektörde iş yapan müteahhitlerin samimiyetle kendilerine, 5-6 milyon riskli yapının oluşmasında katkılarının olup olmadığını sorması gerekiyor” ifadesini kullandı.

Zararın Neresinden Dönersek Kar

Durbakayım İstanbul’un nüfusu her ne kadar düşük söylense de 20 milyon civarına ulaştığını söyleyerek “Şimdi İstanbul hem fiziki hem manevi olarak bu yükü taşıyamaz hale geldi. İnsanlar daha rahat yaşamak için ya kendi memleketlerine dönme ya da rahat yaşayacakları yerler peşinde. Daha önce politikalar belirlenseydi belki konutla ilgili bu sorunlar ortaya çıkmayacaktı. Zararın neresinden dönersek kar. Deprem bir milat oldu. Ama erken unutuyoruz bazı şeyleri. Burada herkeste suç var. Çünkü çürük bina yap diye bir kanun yok. Kaçak bina yapın diye de bir talimat yok. Ancak insanlarımız bunu ısrarla yapıyorlar, atalarımızın yaptığı binalar hâlâ ayakta duruyor bir sürü deprem atlatmış, ayakta. Ondan sonra yapılan 5-6 milyon arasında kötü yapı stoğumuz var’’ ifadelerini kullandı.

Milli Servet Kaybı

Durbakayım “Mesela Avrupa ile bizde aynı trafik ışıkları kullanılıyor. Aynı kanunlar var işte buraya girilmez diyor. Avrupa’da girmiyoruz burada dalıyoruz. Yani biz vatandaş olarak da kanunlara nizamlara lafzıyla riayet etsek buralara gelmeyecek. Denetim insanın kendi mekanizması. Şimdi her kişinin başına bir jandarma bir polis bir zabıta koyup da bunu denetlemeniz mümkün değil. İnsan kendi kültürünü, kendi anlayışını ve inançlarını kendisi denetleyecek. 5-7 milyon adet riskli binanın tekrar yapılanmasını maddi külfetini ülke olarak çekeceğiz. Artık hep yeni bir sayfa açacağımıza, gerçekten kalın bir çizgi çizelim. Artık bundan sonra bu şekilde bir sorunumuz olmasın. Çünkü imar barışı diyoruz, kentsel dönüşüm, afet yasası diyoruz hep yeni birtakım şeyler. Artık bu bitmeli. Çünkü bu ciddi bir milli servet kaybı. Yapılan binalar sadece yapan kişinin kesesinden çıkmıyor bütün ülkenin parası bu. Bu binayı yapan kişinin bence cebine silah koyup da bir insanı öldürmeye giden kişiden farkı yok. Orada bir ölüm tuzağı yapıyor. Bunun cezalandırılması lazım. Yönetmelikler değişti, birtakım denetleme mekanizmaları var ama insan olunca kendi vicdanınla denetimi kendi yapacak’’ dedi.

Kaynak: Cumhuriyet