Risklilikteki Artışa Rağmen Bankacılık Sektörü Yöneticileri Olumlu

17/10/2011

Ekim-Aralık 2011 dönemi Bankacılık Sektörü Yönetici Kesimi Beklenti Anketi'ne göre risklilikteki artışa rağmen bankacılık sektörü yöneticilerinin olumlu beklentilerini devam ettirdiği görüldü.

a4_02Üst düzey banka yöneticileri, 2011 yılının son çeyreğinde bankacılık sektörü ve genel ekonomi için büyüme, cari açıkta azalma, yurtiçi faiz oranlarında düşüş gibi olumlu beklentilerini dile getirdi. Banka yöneticileri ancak diğer taraftan yurtdışı ekonomik ve siyasi gelişmeler ile buna bağlı olarak döviz piyasalarında yaşanan gelişmelerin sonucu olarak özellikle kurlara bağlı risklerde artış beklentisi dile getirildi.

Bankacılık Sektörü Yönetici Kesimi Beklenti Anketi'nde Ekim-Aralık 2011 döneminde bankacılık sektörü kredi hacimleri ve aktif büyüklüğü göstergelerindeki olumlu beklentilerin devam edeceği görüşünü dile getiren banka yöneticileri, TÜFE'ye ilişkin olumsuz beklentilerin öne çıktığı görüşünde birleşti.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), Bankacılık Sektörü Yönetici Kesimi Beklenti Anketi Ekim 2011' in sonuçlarını yayımladı.

Yetmiş altı üst düzey banka yöneticisi tarafından cevaplanan Ekim-Aralık 2011 dönemi Bankacılık Sektörü Yönetici Kesimi Beklenti Anketi'ne göre uluslararası piyasalardaki gelişmelerin, kredi büyümesine ilişkin yaklaşımın, döviz piyasalarında yaşanan gelişmelerin ve Merkez Bankası'nın müdahalelerinin beklentiler üzerinde etkili olduğu görüldü.

Buna göre, ankette bankacılık sektörü ve genel ekonomi için büyüme, cari açıkta azalma, yurtiçi faiz oranlarında düşüş gibi olumlu beklentiler devam etmekte, ancak diğer taraftan yurtdışı ekonomik ve siyasi gelişmeler ile buna bağlı olarak döviz piyasalarında yaşanan gelişmelerin sonucu olarak özellikle kurlara bağlı risklerde artış beklentisi dile getirildi. Sonuç olarak risklilikteki artışa rağmen bankacılık sektörü yöneticilerinin olumlu beklentilerini devam ettirdiği görüldü.

Makro Ekonomik Göstergelerde Olumlu Beklentiler Ağırlıkta

Makroekonomik göstergelere ilişkin beklentilere bakıldığında genel olarak olumlu beklentilerin ağırlıkta olduğu göze çarptı. Anket katılımcılarının yüzde 89'unun GSMH'da artış, yüzde 62'nin ise bütçe açığında azalış beklentisi, bir önceki dönem cari açığa yönelik yüzde 79, iç borçlanma faiz oranına yönelik yüzde 63 olan artış yönündeki beklentilerinin bu anket döneminde sırasıyla yüzde 41 ve yüzde 25'e gerilemesi olumlu beklentiler arasında sayıldı.

TÜFE'NİN Artacağı Beklentisi Güçlendi

Anket döneminin tek olumsuz beklentiye sahip makroekonomik gösterge TÜFE oldu. TÜFE'de bir önceki anket döneminde katılımcıların yüzde 50'si artacak yönünde bir beklentiye sahipken, bu anket döneminde yüzde 80'i bu beklentiyi paylaştı. TÜFE'deki artış beklentisinin döviz kurlarında meydana gelen artışla birlikte gıda ve benzeri ürünlerin fiyatlarında meydana gelebilecek mevsimsel artışa da bağlı olduğu değerlendirildi. Makroekonomik göstergeler açısından diğer önemli bir gelişme cari açığa ilişkin azalma beklentilerinin artması. Bunda da yine döviz kurlarındaki artış ve ekonomi yönetiminin aldığı yapısal kararların etkili olduğu düşünüldü. ABD dolar kuruna ilişkin soruda ise katılımcıların yüzde 33'ü kurun artacağı, yüzde 32'si aynı kalacağı yüzde 36'sı ise azalacağı yönünde görüş bildirdi. Bir önceki anket döneminde katılımcıların yüzde 12'sinin paylaştığı azalış yönündeki beklentinin, bu anket döneminde yüzde 36' ya çıkmasında Merkez Bankası'nın döviz piyasalarına ilişkin müdahalesinin etkili olduğu değerlendirildi. Genel olarak, önceki anket dönemlerinde de var olan makroekonomik göstergelerdeki olumlu genel görünümün bu dönemde artarak devam ettiği gözlemlendi.

Faizin Daha Çok Azalacağı Ya Da Aynı Kalacağı Yönünde Beklenti Güçlendi

Bir önceki anket döneminde, yurtiçi faiz oranlarının artacağı yönündeki beklentilerin, bu anket dönemindeki katılımcılarca daha çok azalacağı ya da aynı kalacağı yönünde bir beklentiye dönüştü. Artacak beklentisi bir önceki anket dönemine göre 3 ay vadeli TL faiz oranında yüzde 70'den yüzde 28'e, 3 ay vadeli DTH faiz oranında yüzde 64'ten yüzde 40'a, TCMB bankalar arası para piyasası kısa vadeli faiz oranında yüzde 46'dan yüzde 14'e, konut kredilerinde yüzde 85'ten yüzde 30'a, diğer tüketici kredilerinde yüzde 90'dan yüzde 38'e ve ticari kredilerde yüzde 95'ten yüzde 33'e düştü. Yurtiçi faiz oranlarının aksine bankaların yurtdışı borçlanma faiz spreadinde ise artacak beklentisi yüzde 26'dan yüzde 62'ye yükseldi.

Kredi Hacimlerinde Artış Yönündeki Beklenti Ağırlıklı

Kredi hacimlerine ilişkin sorularda, önceki anket döneminde olduğu gibi yine artış yönündeki beklentilerin ağırlıklı olduğu görüldü. Kredi hacimlerinde artış beklentisine sahip katılımcı oranı toplam nakdi kredilerde yüzde 76, toplam gayri nakdi kredilerde yüzde 67, ticari kredilerde (KOBİ kredileri hariç) yüzde 76, KOBİ kredilerinde yüzde 78 seviyesinde. Benzer şekilde bireysel kredi hacimlerine bakıldığında artacak beklentisini konut kredilerinde katılımcıların yüzde 54'ü, taşıt kredilerinde ise yüzde 39'u paylaştı. Bir önceki anket döneminde takipteki ticari kredi hacminin artmasını bekleyen katılımcı oranı yüzde 33'ü iken, bu anket döneminde katılımcıların yüzde 53'ü tarafından artış beklendiği görüldü.

Ticari Kredi Hacmini Etkileyen En Önemli Faktör Uluslararası Piyasalardaki Gelişmeler

Ticari kredi hacmini etkileyebilecek en önemli faktörlerin sorulduğu sorularda, bir önceki anket döneminde yüzde 9 paya sahip olan "uluslararası piyasalardaki gelişmeler", bu anket döneminde yüzde 45'lik pay ile ilk sırayı aldı. Temmuz dönemi anketinde ilk sırada yer alan "yasal düzenlemeler ve kamusal yükümlülükler" başlığı bu anket döneminde yüzde 9 ile dördüncü sıraya geriledi. Yasal düzenlemeler ve kamusal yükümlülüklerin bu anket döneminde önemlilik düzeyinin gerilemesinde kredi hacmi artışına ilişkin ekonomi yönetimi tarafından getirilmesi düşünülen sınırlamalara ilişkin yaklaşımın yumuşatılmasının etkili olduğu düşünüldü. Bireysel kredi hacimlerini etkileyecek faktörlerde ise "tüketim talebindeki artma ve azalma" unsurunun en etkili faktör olabileceği ifade edildi.

Katılımcıların Yüzde 83'ü Aktif Büyüklüğün Artacağı Beklentisinde

Bankacılık sektörü aktif büyüklüğüne ilişkin olarak katılımcıların yüzde 83' ü artış yüzde 16'sı aynı kalma yönünde beklentiye sahip. Sektörün karlılığına ilişkin beklentilerde ise bir önceki anket döneminde yüzde 78 seviyesinde olan azalma beklentisinin, yüzde 50'ye geriledi. Bankaların karlılığını etkileyecek en önemli faktörlerin sorulduğu soruda katılımcılar en önemli faktör olarak "faiz marjındaki değişimleri" gösterdi.

En Fazla Artış Beklenen Fon Kaynağı Mevduat

Anket katılımcılarının yüzde 53'ü en fazla artış göstermesini bekledikleri fon kaynağı olarak mevduatı gösterdi. Bankacılık sektöründeki yabancı sermaye payına ilişkin beklenti yüzde 82 oranında aynı kalacağı yönünde. Bankacılık sektörünü en fazla etkilemesi beklenen faktör olarak katılımcıların yüzde 74'ü makroekonomik gelişmeleri gösterdi.

Sektörün riskliliğine ilişkin soruda ise katılımcıların yüzde 71'i riskliliğin artacağını, yüzde 28'ü ise aynı kalacağını beklediklerini ifade etti. Bir önceki anket döneminde katılımcıların yüzde 49'unun paylaştığı artış yönündeki beklentinin, bu anket döneminde yüzde 71'e çıkması dikkat çekti. En önemli risk kaynağı olarak ise katılımcıların yüzde 29'u kur riskini, yüzde 24'ü likidite riskini, yüzde 18'i, ise kredi riskini gördüklerini belirtti.

Ekim-Aralık 2011 dönemi Bankacılık Sektörü Yönetici Kesimi Beklenti Anketinden, GSMH, kredi hacimleri ve aktif büyüklüğü göstergelerindeki olumlu beklentilerin devam ettiğini, TÜFE'ye ilişkin olumsuz beklentilerin öne çıktığı, yurtiçi faiz oranlarında aynı kalma ve azalma yönünde beklentilerin ağırlık kazandığı ve bankacılık sektörü risklilik düzeyinin artacağı yönünde beklentilerin arttığı sonuçlarına ulaşıldı.

Kaynak: Anka