Emlak sektörü kış uykusundan uyanacak mı?

18/02/2008

İşler kötüye gidince alternatif kampanyalar, indirimler ve çeşitli vade seçenekleriyle konut satılmaya çalışıldı. Bankalar da faizlerin yüksekliği nedeniyle yeni ürünler ve ödeme planlarında yaptıkları değişikliklerle konut kredisi kullandırmayı denedi.

Şu dönemde gayrimenkul sektörünün kış uykusunda olduğunu söyleyebiliriz Tüm bu yapılanlar bir nebze olsun piyasada harekete neden olsa da, genel olarak ise, hem dünyayı etkisi altına alan mortgage dalgası, hem de iç piyasadaki hareketsizlik nedeniyle konut piyasasının çok da iyi bir noktada olduğunu söyleyemeyiz. Daha önceki yıllarda olsa dünyadaki çalkantı nedeniyle çok daha vahim durumlara düşebilirdik. Değişken faizli konut kredisi kullanımı yaygın olsaydı da maalesef aynı tabloyu görebilirdik. ABD ve İngiltere gibi dünyanın iki büyük devinde piyasaları allak bullak eden mortgage dalgası aslında bizi direk olarak çok fazla etkilemedi. Ama buna rağmen sektörde bir 'kriz' söylentisidir aldı başını gidiyor, anlamak mümkün değil! Ertelenen talepler fırsat bekliyor Şu dönemde gayrimenkul sektörünün kış uykusunda olduğunu söyleyebiliriz. Kimse çıkıp da dışarı bu karda kışta ev aramak ve taşımak istemez. Faizlerin yüksekliği de alım kararlarını erteleyebilir ama yaklaşan bahar aylarıyla birlikte konut piyasasının da canlanması beklenebilir. Çünkü 2006 yılının mayıs ayından beri ertelenen taleplerin büyük çoğunluğu harekete geçmek için uygun bir ortam bekliyor. Bundan uygun bir ortam da bulunmaz doğrusu… Yeni konutlar dışında genel olarak piyasada fiyatlar yükselmedi hatta ikinci elde çok özel lokasyonlar dışında fiyatların gerilediğini söyleyebiliriz. Çok düşük seviyede olmasa bile konut kredisi faiz oranları konut alıcıları için bulunmaz bir fırsat. Cebinde 25-50 bin YTL’si olanlar bankalara borçlanarak konut alabilirler. Aksi durumda bu kişilerin konut alması düşünülemezdi bile. Bir de yeni yapılan konutlarla birlikte nitelikli konut ihtiyacının biraz olsun karşılanması depreme dayanıksız evlerde yaşayanların daha sağlam binalara taşınması için iyi bir neden olabilir. Ayrıca bahar aylarıyla birlikte başlayacak evlilikler de cabası… Fiyat istikrarını sağlayamadık Her şeyi ekonomi ve siyasete bağlıyoruz ama aslında konutun kendine özgü kuralları olan bir yapısı var. İşte bu yapıdan kaynaklanan sorunlar nedeniyle iniş ve çıkışlar sıkça yaşanıyor. Fiyatlarda bir standart halen yakalayamadık. 2005’de fırlayan fiyatların sıkıntısını uzun bir süredir çekiyoruz. Kim hangi fiyatı tutturduysa o fiyattan konutu satmaya çalıştı. 100 bin YTL’lik evler için 250 bin YTL istendi. Arsa sahipleri de tutturdu ‘benim arsam şu kadar eder’ diye… Gelinen noktada halen fiyat istikrarını sağlayamadık. Piyasa spekülasyona çok açık ve bazı spekülatörler bunu çok iyi kullanıyor. Çünkü bu kadar kısa zamanda bu kadar fazla rantı başka hangi sektörden elde edebilirler? Konut piyasasını kendi haline bırakmak gerekiyor. Zaten açıklanan Tüketici Güven Endeksi’ne göre ocak ayında konut satın almayı düşünenlerin oranı bir önceki aya göre yüzde 6.31’den yüzde 7.65’e çıkmış. Sanırım bu kişilerin büyük çoğunluğu yaklaşan bahar aylarını gözlüyor.
Kaynak: Milliyet