Faiz Oranlarının Daha da Artması Şaşırtmamalı


11/04/2017

Son iki ayda, yani Şubat ve Mart'ta TL ve euro cinsi ticari kredi faizlerinin de, yine TL cinsi ihtiyaç kredisi faiz oranları ve taşıt kredisi faiz oranlarının da; TL, dolar ve euro cinsi mevduat faizlerinin de arttığı gözleniyor.

Dünya Gazetesi yazarlarından Alaattin Aktaş bu haftaki yazısında faiz konusunu ele aldı. Aktaş, yazısnda şu konulara değindi:

Bir kez daha görüyoruz, ekonomide emir demiri kesmiyor. Faiz; “düşmeli” denildikçe, “düşürülmeli” denildikçe, lobi kavramı daha çok kullanıldıkça gerilemiyor, hatta son dönemde tersine bir grafik çizerek artıyor.
Son iki ayda, yani Şubat ve Mart'ta TL ve euro cinsi ticari kredi faizlerinin de, yine TL cinsi ihtiyaç kredisi faiz oranları ve taşıt kredisi faiz oranlarının da; TL, dolar ve euro cinsi mevduat faizlerinin de arttığı gözleniyor.
Gerileme de yok değil. Bu iki ayda dolar cinsi konut kredisi faiz oranları ile ticari kredi faiz oranlarında gerileme söz konusu oldu.

Faiz Neden Söz Dinlemiyor?

Aslında faizin ne olduğunda uzlaşabilsek, bu sorunun yanıtı kendiliğinden ortaya çıkacak. Faiz, özünde “paranın kirası”dır, değil mi... Nasıl sahip olduğunuz evi kullanmaz ve başkasının kullanımına sunar, bunun karşılığında kira alırsanız, kullanmadığınız parayı da başkasının kullanmasına izin verir, bunun karşılığında kira, yani faiz alırsınız.
Evin kirasını, evinizin bulunduğu konum, evinizin durumu gibi etkenler belirler. Tabii ki kiralık evdeki arz ve talep de en belirleyici unsurdur. Kiranın yıldan yıla değişimini belirleyen en büyük etken de o dönemdeki enfl asyonun ne olduğudur.

Paranın kirası olan faizi ise o paraya ulaşmanın kolaylığı ya da zorluğu, yani miktarı tayin eder; faizin değişme eğiliminin yönünü ise tabii ki yine enflasyon.
 Enflasyon son dönemde nasıl seyrediyor, bunu hepimiz biliyoruz. Enflasyonu, şu ayrıntıya dikkat ederek irdelemek gerek. Herhangi bir aydaki, örneğin Ocak ayındaki ortalama faiz oranı oluşurken henüz o ayın enflasyonu bilinmiyor. Tüm hesaplar aralıktaki gerçekleşmeye ve Ocak'ta ne olabileceğine dönük tahminlere dayalı olarak yapılıyor. Tabii ki bankaların maliyet ve kar gibi hesapları ayrı.

Faizin Daha da Artması Şaşırtmamalı

Ocak ayındayız ve biliyoruz ki aralık itibariyle yıllık enflasyon yüzde 8.53.
 Şubat'aa geliyoruz, artık Ocak ayındaki yıllık enflasyonu biliyoruz; bir artış var yüzde 9.22’ye çıkılmış.
Bu kez Mart ayındayız, Şubat oranları açıklanmış ve oran yüzde 10.13’ü bulmuş. Nisana gelmiş ve Mart sonundaki durumu öğrenmişiz, yıllık oran artık yüzde 11.29 düzeyine ulaşmış.
Yani adım adım artan bir enflasyon var. Paranın kirasını da artırmak gerekiyor, yoksa vatandaş parasını bankalara getirmeyecek. Bankalar ne yapıyor; kaynak yaratmak için önce mevduata daha yüksek faiz ödüyor, sonra da bunu kredi faizine yansıtıyor.

Çok yalın olarak son iki ayda yaşadığımızın özeti bu. Biraz önce de vurguladık; şimdi Nisan ayındayız ve enflasyonun daha da yükseldiğini gördük. Dolayısıyla Nisan itibariyle faiz oranlarının daha da yukarı gittiğini görmek şaşırtıcı olmayacak.

Bu Enflasyona Bu Faiz Normal

Fiyat endekslerindeki gidişat bu yılki enflasyonu tek hanede tutmanın neredeyse olanaksız olacağını gösteriyor. Enflasyonun yüzde 10-11 arasında gerçekleşmesi beklenen bir yılda paranın kirası olan faizi bu düzeyin altına indirmek, indirmeye çalışmak, tasarruf eden vatandaşa “Paranı bankaya getirme, git harca ya da döviz al, altın al” demekle eş anlamlı sayılır.
 Kaldı ki brüt yüzde 10 dolayındaki bir faizden tasarruf sahibinin eline faizden yapılacak kesintiler yüzünden çok daha net faiz geçeceği gerçeği de ortada. 
Bankalar da çarkları döndürmek için para bulmak durumunda. Hangi banka eskisi kadar dış krediyle kaynak yaratmaya daha sıcak bakabilir ki! O geçmişte kaldı, çok düşük faizli döviz borçlan, içeride görece yüksek faizle kredi aç. Şimdi o döviz bir anda çok pahalı hale gelebilir. O yüzden bankalar ne yapıp edip yurtiçinde mevduat toplamak, bunun için de faizi çok aşağılara çekmemek durumunda.
 Bunun anlamı da açık. İstediğimiz kadar çaba gösterelim; bu yıl ne mevduat faizi çok aşağı gidecek, ne kredi faizi. Ama olur ya enfl asyonu birden çok hızlı bir şekilde aşağı çekebiliriz, o zaman durum değişir tabii ki.

Kaynak: Dünya