Mortgagede yüksek riskli kredilere izin yok

09/11/2007

Konut kredisi sistemindeki risk olgularına dikkatle eğildiklerini belirten Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Turan Erol, sistemin yüksek riskli kredilere izin vermediğine dikkat çekti.

Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Turan Erol, Türkiye'de konut kredisi sistemindeki risk faktörlerinin farkında olduklarını ve azami dikkati gösterdiklerini söyledi. Türk mortgage sisteminin yüksek riskli kredilere izin vermediğine dikkat çeken Erol, "Türkiye'de konut kredisi sisteminde ödenmeyen borç oranı yüzde 0,5'ten azdır. Yine de düzenleyici bir otorite olarak birincil ve ikincil piyasalardaki bazı potansiyel risk faktörlerinin farkındayız" dedi. İş Bankası'nın ev sahipliğinde Alman İpotek Bankaları Birliği (VDP) tarafından İstanbul'da düzenlenen 11. Orta Avrupa ipotek Teminatlı Menkul Kıymetler Konferansı'nın açılış konuşmasını yapan Erol, "Ev satın alanların gerçek ödeme kapasitesine, kredi verenlerin mali sağlamlığına ve gayrimenkullerin gerektiği gibi değerlendirilmesine dikkat gösteriyoruz" açıklamasında bulundu. Menkul kıymet olgusu gelmeli Mortgagede Avrupa ülkelerinden İspanya ve gelişmekte olan ülkelerden Güney Kore'yi örnek aldıklarını belirten Erol, ipotek finansmanı hacminin Türkiye'nin GSMH'sinin yüzde 35'ine ve yaklaşık 150 milyar dolara ulaşmasını beklediklerini söyledi. Konferans öncesi düzenlenen basın toplantısında konuşan İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Aykut Demiray ise menkul kıymetleştirme ile ipotek teminatlı menkul kıymet olgusunun mutlaka finans dünyasında yerini alması gerektiğini söyledi. ABD'de mortgage sektöründeki kriz yaşanmamış olsaydı bu enstürmanın Türkiye'de de uygulamaya konulabileceğini belirten Demiray, dünyada likidite ve güven eksikliğinin varolduğu şu ortamda piyasaya bu tür bir enstürman sürmenin doğru olmayacağını söyledi. Fonlamanın %60'ı dışardan olur İpotekli konut kredileri portföyünün yüzde 50-60 gibi önemli bir miktarının uluslararası piyasalardan fonlanacağını kaydeden Demiray, Türkiye içinden ise şu anda 5-6 yıldan daha uzun vadeli fonları temin etmenin mümkün olmadığını söyledi. İpotek teminatlı bonoların, dünyadaki çeşitli dalgalanmalardan daha az etkilenmeyi sağladığını ifade eden Demiray, bunun bankalar açısından daha sağlam baz oluşturacağını söyledi. Toplantıda konuşan Alman İpotek Bankaları Birliği Yönetim Direktörü Otmar Stöcker ise uluslararası piyasalarda yaşanan krizin likiditeden mi yoksa kredilerden mi kaynaklandığı yönünde birtakım tartışmalar yaşandığını ifade etti. Avrupa'da bankaların artık alternatif ürün aradıklarını ve ipotek teminatlı menkul kıymetlerin de bunlardan biri olduğuna dikkat çeken Stöcker, “Artık birbirlerine güveni kalmayan bankalar, krizin boyutunu bilmediği için birbirlerine kredi de açmadılar” diye konuştu. Almanya'da, "Ölsek bile ipotek teminatlı menkul kıymet ayakta kalır" şeklinde bir reklam olduğunu kaydeden Stöcker, "Yani bu kıymeti çıkaran kuruluş iflas etmiş olsa bile, yine de ayakta kalır. En dinamik ülkeler Rusya ve Türkiye. Türkiye'de mevzuat hazır. Bankalar bunu kullanmaya hazır olduklarını düşündükleri anda hemen kullanabilirler. Her şey ellerinin altında” dedi. Değişken faizde sadece enflasyona bakılmamalı İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, Avrupa Birliği'nde olduğu gibi konut kredilerinin tüketici kredisi tanımından çıkarılmasını gerektiğini söyledi. Özince, bankaların ayıplı mal, malın hiç teslim edilmemesinden kaynaklanan sorumluluklarının sınırlandırılması ile konut, hayat ve deprem poliçelerinin tümünün kredide zorunlu hale getirilmesi gerektiğini belirterek, "Değişken faiz uygulamasında sadece enflasyona değil, döviz ve kısa vadeli faize endekslemeye de izin verilmesi ve ruhsatlı konut üretiminin desteklemesi gerekir" dedi. Finansal piyasaların derinleşmesine katkı yapacak araçlardan birinin konut finansmanı olduğunu belirten Özince, "İpotek teminatlı menkul kıymetlerin kredi kalitesinin yükseltilmesi, daha ucuz finansman kaynaklarına erişimin kolaylaşması ve risk yönetiminde etkinliğin artırılması açısından finansal kuruluşlar için önem taşıyor" diye konuştu.
Kaynak: Referans Gazetesi